Gidenler gelmiyor hiçbir haber yok;
Geceye bir örtü serilmiş gibi…
Arılar peteği artık örmüyor;
Gökyüzü üst üste dürülmüş gibi…
Dönüşü var mı bu gidişin
Gecenin hasret yüklü soğuğundan
Bir titreyişle yollar kıvrılır gider
Duygularım uzar gider
Ilık ve tatlı bir bahara uyanmak için
Bir ıstırabın mı var yüreğinde
Boynum bükük, yüzüm kızarıyor,
Lale gibi kederinden yanıyor
Yaralandım Allah'ım, zalimlerden
Bizi sen koru derdin beterinden
Savruluyorum, kirimle rüzgarda
Beni ezip giden kara gölgemde
Elde Sevgi Kalır
Zaman bir ince yol, duman gibidir.
Yükselir yaylaya selleri kalır.
Hasreti çekenler, gerçek delidir,
Mecnuna özenir, külleri kalır….
ELLERİN
Ellerin, bir avuç sevgi dolu
Sıcacık, içinde koskoca bir ömür…
Yanmış bir harman gibi buğday kokan, yaralı ve ezik.
Ellerin sensin,
Bir alın kadar açık, tespih tanesi parmakların
Her dem yeniden doğmak
Perde ardında gerçek
Bir nefeslik ömrün var
Akşam erken olacak
Bir yalana kapılan
Bir telaş başlar yine, güneşe veda anı
Dağlar bir kül yığını, serin derenin yanı
Koyun kuzuya hasret, derin hicran yarası
Camda silik gölgeler sarı lambanın isi
Bugün deme yarın deme
Gel varalım dosta gönül
Sakın şerden, haram yeme
Gel varalım dosta gönül
Hakkı düşün, doğru çalış
Gecenin rengine bürünen sensin
Dudaktan akarken sırlı sözlerin
Ben senin kulun, senin kölenim
Uzat kollarını beni yakala,
Sırma saçlarında dalga olayım.
Hasretin şarkısı bir tılsım olmuş
Her sabah bir umut,
Gözlerinde bir pırıltı
Yürekte hoş garip bir kıpırtı
Uzaklardan gelen
Seni sen, beşeri insan yapan güç
Sıcaklık doldurur kalbine.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!