Her dakika soluduğum betondan nefesleri
Ankaranın gökyüzüne asmış ciğerlerim
Şehrin biraz yorgun biraz heyecanlı, aceleci seslerini
Bir yoldaş belleyip hengamenin ortasında
Anılarıma şarkı diye kazımış günlerim
Zaman da acımasızdır Ankara kadar
Bugün ayrılığın hasadı,
Yıl geçti önünde oturduğum demir pencerenin
Güz vurdu, kış vurdu, yel vurdu,
Paslandı pencereler
Çok çetelesini tuttum güneşin, her batışında gündüzün.
Çok şey geçti başımdan
Aklım başımdan gitmeye yakın
Yokluğu, ömrümün son hazanıdır
Ruhumun hükmü kalmadı bakın
Bedenim gönlümün türbedarıdır
Dünyamın kutbu tersine döndü
Bırak 'sen'i
'Ben'i bırak
Biz varken tek hecede eriyen
Yas keder, kor bize ırak
Bırak seni, beni bırak
Bırak en yalnız anında geleyim
Gel sevgili, şimdi sarhoş olma vakti,
İster aşk şarabından ister aşk yarasından
Şimdi bırakıp kendimizi sevda deryasına
Huzurun ortasında boğulma vakti.
Hissedip en güzelini duyguların,
En özeline saklanmış hazların ulaşma vakti
Bu gece bir şaire kıyacaklar
Kırılacak hokkası duygu kaleminin
Bu gece seni bana son kez soracaklar
Ve bırakıp gidecekler boşluğunda gecenin
Bu gece, bir şaire kıyacaklar
Benim bu derdim yıllar boyu
Çoruh'un aktığı seller boyu
Çelebi'nin gezdiği iller boyu
Salsam gönlümden dağlar dayanmaz
Vuslatı bekledim bir ömür boyu
Eller beni elden değil
Dilden dile sözden değil
Gıybet ile gizden değil
Eller beni benden bilsin
Hak yolundan şaşırmadım
Susmuyor bu gece de Ay gökyüzünde
Ve bulutların ardında bekleyen sevdam,
Avaz avaz ışıldıyor penceresinden yârin.
Ah o kibar eller, kavramış yüzünü narin,
En güzeli edilmiş duaların,
Ve en güzel hali mağrur hilâlin.
Gitmek gerek bazen
Kaçmak, çok uzaklara
Aklın ve fikrin sınırlarından da öte
Hülyalara, rüyalardaki diyarlara.
Hayal etmek varken güzel günleri
Yaşamak varken umudu doyasıya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!