Varlık,yokluk; bir ince çizgi,uzun bir yolculuk…
Doğarken bir isyan nidası; kâh zaman suskunluk.
Bir sessizlik ki akıl-fikir buna çare etmez,
Geçmişteki geçmez ve gelecekteki hiç gelmez!
Bir kuşluk vaktinde avluya geldi bütün güvercinler,
Yapma çocuk! Bırak da birkaç lokmacık bir şey yesinler.
Dışarıda debdebe var,bir kargaşa ve bir hengame,
Nedir bu acele? Bunca insanda bu bitmez telaşe…
Bakamam gayrı senin mâhına çün hâlim yok
Sanma vazgeçti bu göñlüm akacak katresi yok
Türlü derdler ile baş etdi bu göñlüm ammâ
Oldu mâ'il sana heyhât bu gamın çâresi yok
Tutuştu yine gönül hayâl-i cemâlinle yana yana
Şems ü sitâre olur da döner âlemde yana yana
Hüsnündür yâr ol gonce-i ruhsârdır ol zülf-i müşg-bârındır
Bundandır 'acep mi çıkar âhlarım eflâka yana yana
Yüzün görse bir dem şâh-ı cihân olur gönül
Hicrân ise yakar cânım perişan olur gönül
Nerdesin ey nev-bahârın gül-i ra'nâsı bilmem
Sevdân ile akar eşkim de âb-dân olur gönül
Şâm olup da görse pervâne şem'in âteşin bilmez
Hoş gelir aceb mi o âteşin ızdırâbın bilmez
Ol azâb kim âb-ı hayattır ân be ân pervâneye
Yandıkça yanar o âteşte ammâ hiç kanmak bilmez
Yağmurlardan belliydi zaten o gidişler…
Vakti zamanı değildi.
Ne yapacağız pekiyi bu ateşi bu içtekini?
Nasıl hallolur ki bu işler?
Kalmadım artık ama isyanımı da diyemem
Kimse bilmesin o sırrı veremem!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!