Yalnızlık türküsünü kazdım dağlarıma
Ovalarıma ektim hüzünlerimi
Çok uzaklardasın benden
Kaybettim seni...
Bıraktım her şeyimi doğduğum yerde.
Bu kaçıncı şehit
Düğün dernek yolladığımız
Alkışlarla gönderdiğimiz
Bu kaçıncı şehit
Göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş zaman
Üstüne titrediğimiz
Beni bırakıp da gittiğin zaman
Yüreğim burkuldu, sen gidiyorsun
Yüzüme bakıp da acımasızca,
Bir daha geriye dönmem diyorsun...
Ayrılık acısı girdi kalbime
Sırma saçının teline
Bağla boynumu süründür
Kulak ver tek dileğime
Beni kendime büründür
Acı bana buyur eyle
Gözlerimde aşkın yorgunluğu var
Düşündürür beni eskiyen yıllar
Çal çalgıcı çal inlesin teller
Saz varken söze ihtiyaç mı var.
Çal çalgıcı çal sevindir bizi
Subaşındaki peri
O kadar güzelsin ki
O kadar da cilveli
Testin dolacak sanma
Boşa akıyor sular.
Elimde kahve fincanı
Güzelin en mutlu anı
Büyük aşkın saltanatı
Bir fincanla kurulmalı
Altın yüzük nişanendir
Yolda yürüyordu çocuk
Görünce oyuncakçı dükkanını,
girdi annesiyle...
Bir oyuncağa uzandı eli.
Aldı,çevirdi,baktı,baktı...
Hayalimin ötesindeki nehir
Ötelerin ötesindeki şehir
Algılarımı büyüleyen sihir
Sarabilir misin ötelerimi.
Ölüm yaşam arasındaki ağaç
Gitme,yanımda kal
Yapayalnız bırakma.
Gidersen
Sensizlik kokacak odam
Anılarım duygularım seninle gidecek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!