1.4.1940 yılında Kayseri, Felahiye ilçesi Kuruhüyük köyünde, Zekeriye Albayrak’ın 4. çocuğu olarak dünyaya geldim. 1965 yılında yoksulluk ve sefalet rüzgârları ile dalından kopan körpe yapraklar gibi, Avrupa’ya sürüklenen işçi akımları arasına bende soluğu Hollanda da aldım. Halen bu ülkede bir işçi olarak çalışmaktayım.
'Gurbete çıktığım günden bu yana, Içim alev alev yanan ocaktır. Bu hasret şiirler yazdırdı bana, Dönersem şairlik son bulacaktır.'
Mısraları ile başlayan şiirlerim 50’nin üzerinde kültür ve sanat dergisi ‘Anadolu Rüzgarı’, ‘Bayrak Çekerken’, ‘Güle Zehir Damlattım’ ve ‘Feryadın Inkılabı’ şiir kitaplarında yayınlandı.
Tarih boyu Kayseri Şairleri, Akabe Şairleri, Ülkücü Şairleri, Bayrak Şairleri, Öğretmen Şairler ve Gurbet Şairleri şiir antolojileri ve (ANASAM) Anadolu Heccileri şiir kitaplari serisinin 1. 3. 4. ve 5. sayılarinda yer aldım.
1979 S.Kalkınma dergisi “Yılın Şairi” ödülü
1985 Haber Gazetesi şiir yarışması “2. ödülü”
1987 Bayrak Dergisi “Altın Şiir” yarışması “2. ödülü”
1990 I. Akabe şiir yarışması “Jüri özel ödülü”
1992 Amserdam Postası şiir yarışması “Mansiyon ödülü”
1994 Bizim Kuşak D. Şiir yarışması “Mansiyon ödülü”
1996 Türkiye Dergisi şiir yarışması “Başarı ödülü”
Evli ve üç çocuk babasıyım, (ANASAM) Ilim ve Sanat Eserleri Sahibleri Meslek Birliği Meslek Birliği üyesi ve Hollanda temsilcisiyim.
Seven unuturmuş kini, kavgayı, Ehli kelâm ile sohbet balımış.
Bu mecliste yaktım dosta abayı, Gerisi Ömer’e “
Kıylü kalb”imiş.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!