(Gün Bir Önceki Günden Alınan Yükle Katlanarak Büyürdü,
Onların Yaşamları Gün Batımının Aydınlığına Akan Çocuklarının Şarkısını Söylerdi.
Umuda Sarılı Ya Sabır Diye Başlardı Yılkı Atının Yelesinde Günün Erkenci Telaşı,
Yarı Mahur Uykulu Gözlerle Ekmek Kavgası Yaşamda Var Olma Savaşı.
Büyük Cafe Onlarla Anlam Bulup Büyürken Onlar An Be An Küçülüyorlardı…
Onlar Ki; Parası Olanları, “Yiyin Efendiler Yiyin, Aksırıncaya Tıksırıncaya Kadar” Diye Söyleyen Şairin (Tevfik Fikret) Sözleriyle İşleyen Ahmak Kapital Düzeninde Bir O Kadar Çapsız İşleyişin İsraf Zincirinde, Adeta Forsa Gibiydiler… Beton Yığınında Sıkışan Onca Yaşam, Oysa Hepside Birer Dahlia)
Erkan Baba Adayı Bir Yiğit Can
Onurun Geleceğin Abidesi Gibi
Hayallerinin Peşinde Koşan
Yaşından Önce Olgunlaşan
Cahit Neşenin Kaynağı
İğneyle Hicvi
Yergiyle Sevgiyi Kotaran
Bazen Aldırmaza
Bazen Öfkeye Oynayan
Alına Moruna Tabiat Ananın
Bahar Uyanışında
Dallara Yeşillere
Meşe Palamudu Gülüm Yeşillere
Saçları Bolu Dağının
Çam Kokuları Ezgisi Saime
O Ki Yeşil Zümrüt Gözlerinde
Çocuk Sevinçleriyle
Zilan’dan, Munzur’dan, Koçgiriden,
Direngen Bir Umuttur Mem U Zin’in
Hırçın Bir O Kadar Sakin Nehirdir
Boz Bulanık Sularda Hep İçine Aktığı
Güneş Sevdalı Kızı Meryem
Hangi Yüze Baksam
Hangi Göze Gözüm Dokunsa
Kara Bir Deniz Çağlar
Mavileri Ağlamaklı İsyanda
Gün Yüzüne Hasret Kardelen
O Dolunay Ki
Çalınası Renk Deryası
Ah Sebahat
Çukurova’nın Çerkez Güzeli
Yüzü
Güneş Görmemiş
Pürü Pak Bir Gün Gibi
Yirmi İkisinde Bir Baharken
Sürmez Ki Yaşamında Rahat
Asi Hırçın Dalgadır Emel
Gelişmenin Gün Doğumu Sancılarında
Emel’i Emelsiz, Ama Değildir Temelsiz
Yalpalar Durur
Geleceğe Akacağı Yolu Bulmak Adına
Anlarım Seni Anlarımda
Söyleyemem Hey Güzel Can
Zaman Dar Su Gibidir Akar
Seninde Taşların Gün Olur
Yerli Yerine Oturur
Asiye Esmer Gün Kırığı
Bir Esmer Ay
Bozlak Türküsü Söyler
Hazan Sarısı Saçları
Haykır Can Haykır
Nasıl Kurtulur Aydınlık Karanlıktan
Diyarbakır’ın Direncinden,
Dicle’nin İsyanından
Fırat’ın Ağıtından
Akıp Gelirken
Saçlarını Yıkayan Güzel
Kahve Renk Gözlerinde
Metropol Kültürün Karmaşasında
Bir İstanbul Sevda Masalı Söyler Ruken.
Duvarların Çatlağından
Gün, Güneş Sızıyor
Son Cemrede Düşmüşken Toprağa
Çiçekler Uyanıyor
Gün Uyanıyor
Kardeş Türküler Halaylar Eşliğinde
Dost Eller Ellere Uzanıyor…
Bitmedi…
Vedat Koparan 05.04.2009(23.51) Kayseri/Talas
``Mem û Zîn`` Ünlü Kürt Şair, Düşünür Ve Yazar Ehmedê Xanî `nin Şiirsel Bir Anlatımla, 17.Yüzyılda, Kürtler Üzerindeki Baskıyı Ve Zulmü Dile Getirdiği Ve Bu Baskılar Karşısında Kürtlerin Bir Arada Olmaları Gerektiğini Öğütlediği Başyapıtıdır. Doğaya, Gerçekliğe Ve Toplumsal Olaylara Vurgu Yapması, İdari, Ekonomik, Kültürel Alanlara Yer Vermesi, İçinde Birçok İlmi Barındırması Özelliklerinden Dolayı Medreselerde Ders Kitabı Olarak Okutulmuştur. Dönemin Özelliklerini Bir Aşk Öyküsü Şeklinde Kurguladığı İçin Aşk Destanı Olarak Bilinir.
Oysa, Karakterlerin Her Biri O Dönemin Barındırdığı Kişilerdir. Bunların Bilincinde Sadece Bir Aşk Destanı Olarak Okunmamalıdır.
Kayıt Tarihi : 9.4.2009 22:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Caffe Double İşçilerinin Bir Günün Çalışma Koşullarından Esinlenerek Tüm İşçilere Ve Özellikle Hizmet Sektöründe Yoğun Emek Sömürüsünün Yanında Hiç Bir Sosyal Hak Güvencesinin Olmaması Gaddar Kapitalizmin En Açık Uygulandığının Yaşanan Çalışan Emekçilerin Gerçeğidir. Saygılarımla
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!