Yok olunuşumun içinde buldum kendimi bir anda.
Ölmek için daha erken değil mi oysa?
Var oluşumun son gücünü sarf ederek yaşama bir adım daha yaklaşma düşüncesindeyim...
Olası ihtimaller aklımda geçmiyor değil ama inanmak istemiyorum.
Göz kapaklarım kapalı, açamıyorum. Zihnim açık, her şeyi duyuyorum.
Her yer karanlık ama insanların çığlıklarını duyabiliyorum...
Düşünüyorum, sevdiğim insanlar geliyor aklıma.
Onlara sesleniyorum, "korkmayın ben yaşıyorum"
Duymuyorlar, konuşmakta ısrar ediyorum.
Ama sanki iki dünya arasında sıkışmışım.
Ne varlığımı hissettire biliyorum nede yok olduğumu hissedebiliyorum...
Bazı sesler duyuyorum ama karşılık veremiyorum.
Bir anda irkiliyorum, üzerime bir şey çekiliyor gibi anlam veremiyorum.
Bir an bir sessizlik oluyor ve usulca kapı kapanıyor ardıma.
"Bırakmayın beni burada, yeni bir başlangıç istiyorum, ben ölmedim, beni ayağa kaldırın."
Anlıyorum ki çabalarım boşuna, ardından bir üşüme geliyor, kan akışımın yavaşladığını
hissediyorum.
Ben ölüyorum...
Vakit fazla geçmeden kapının aralandığını duyuyorum.
Hıçkırıklı bir ağlama var başucum da.
Yüzüme dokunuyor, anlıyorum hemen hayatımın anlamı olan kadın.
Haberimi duyar duymaz gelmiş, varlığımda beni yokluğuna terk eden kadın...
Başımı elleri arasına almış hüngür hüngür ağlıyor.
Asıl ölüm o anda gerçekleşiyor işte.
Bir gözyaşı için hayatımı verebileceğim kadın, ben öldüğüm için ağlıyor.
Gözlerinden yaşlar dökülüyor bedenime.
Başını omzuma alıp, alnından öpüp her şey geçti diyemiyorum.
Asıl şimdi yok oluyorum.
Ne oldu sana diyorsun. Nasıl buralara geldin, daha çok erkendi diyorsun.
Bir sabah uyanamamışım işte hepsi bu...
Yalnız bırakmışım herkesi.
Giderken sonsuzluğa, herkesi bırakmışım arkamda.
Gidişim yine olay olmuş yani.
Kelebeğin ömrü gibi ölümü beklediğimi söylerken yanılmamışım.
Kalbimi avuçlarımın içine alıp yokluğuna terk ettiğin bu çukurda, masalın sonunu
beklediğimi söylerken yanılmamışım.
Kara meleğim, bir tarafın meleğim diğer tarafın Azrail’im…
Sende hayat bulan ben, yokluğunu kaldıramamışım ve içten içe tükenmişim farkında
olmadan...
Bir sabah o karanlıktan çıkacak gücüm kalmamış ve sonsuzluğa yol almışım işte.
Varlığınla sonsuzlaşmış hayatım, yokluğunla son bulmuş...
Ama merak etme yeniden sonsuzluğun içindeyim, bu kez yine birlikte değiliz ama ben
yanındayım, bu kez kalbinin en derinliklerindeyim, sen üzülme hadi git.
Ne bir ışık var nede bir ses. Tıpkı senin yokluğun gibi.
Artık var olan tek şey, sonsuzluğun içinde yokluk.
Beni yine terk et bu soğuk odaya.
Beni yine terk et sensizliğe.
Beni yine, benimle yalnız bırak.
Hadi git...
Mehmetcan Aysevinç
Kayıt Tarihi : 29.4.2020 03:52:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmetcan Aysevinç](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/04/29/oluyorum-76.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!