''Nerden başladı bu kesik dans'' bilmiyorum...
vücudumda kesecek bir yerde kalamdı artık...
şimdi soluğum kesiliyor...
soluğumu kesiyor senin,alışık olduğum bir şehrin....
alışık olduğum bir sokağında,
hiç alışık olmadığım bir edayla,
hiç alışamadığım bir yüzüde takıp koluna,
hiç alışık olmadığın karanlıklara doğru yürümen...
Evet ucu bucağı olmayan bir karanlığa yürüyorsun...
önce şekli değişiyor yaşanan işkencenin...
küçük,korkutucu darbelerle başlayan işkencen,
şimdi ölümcül vuruşlar indiriyor yüreğime...
Şekil değiştiriyordu hayat-tıpkı sen gibi-
değişim,değiştiriyor senınde o el değmemiş yüreğini...
yada zedeliyor el değmemiş yüreğindeki imanı...
değişen dönüşen herşeye lanet edesim geliyor,
sendeki bu cılız ama ölümcül değişimleri görünce...
değişim diyorum...
sonra basıyorum insan oğlununen acımasız küfürlerini...
Elimde sadece acı kalıyor oysa.
alışık olduğum sokaklardaki alışılmadık hallerin,
yüreğime hayat vermesini beklerken beni öldürmeye çalışan gözlerin,
ve beni bir günah duvarı yada sevap kapısı olarak niteleyen sözlerin....
tüm bunlar acı veriyor;
seni sevmekten başka kayıtlı bir suçu olmayan yüreğime....
Ölümü hatırlıyorum sonra...
bir yerlerde okumustum;
''her nefis ölümü tadacaktır'' diye bir yazıyı
ama hiç bir nefis belki benim arzuladığım kadar ölümü arzulamayacaktır....
Lanetler yağdırıyorum şimdi dilimin değidiği heryere...
elim uzun zamandır kanatıyor değdiği yerleri....
ama hiçbiri senin etkini yaratamıyor,
hiçbiri senin kadar ACI(masız) olamıyor....
''Ümidini yitiren herşeyini yitirmiştir''
sanırım bunu da okumsutum çirkin hayatın beyaz bir sayfasında...
herşeyimi yitireyim için ümidimi yitireyim diyorum....
ama acın yine bırakmıyor yakamı...
Yara bere doluyor yüreğim seni her andığımda...
içimdeki öksüz çocuk doğuyor o zaman...
sonra boğazlıyor hayatımı tükenen ve seni değiştiren zaman...
ben tükeniyorum sen değişiyorsun...
sen değişiyorsun ben ölüyorum...
''Olsun gözüm olsun''
ama unutma ben ölürken sen değişiyorsun...
ağlıyorum ben sen umarsızca gülüyorsun...
ben paralarken yanan yüreğimi
sen olduğun yerde donuyorsun....
Rezil kepaze bir yaşam
ve yürek dolus bir acı kalıyor geriye...
-uykusuz geçen onlarca saat ve yürek dolusu yara-
ben yara veriyorum yüreğime sen ölüyorsun...
sen değişiyorsun ve beni öldürüyorsun....
ben yanarken sen donuyorsun....
Senle başlıyorum artık her günüme
ve başlarken acıdansın kanatansıni diyorum
bunca acı bunca keder yeter diye yalvarıyorum her yeni günde...
sen değişiyorsun ben ölüyorum...
Umarsıca yürüyorsun hala karanlığın kalbine...
dur ne olursun! !
ben kanadıkça sen ölüyorsun...
değiştikçe öldürüyorsun...
ben öldükçe sen değişiyorsun...
''Nerden başladı bu kesik dans '' bilmiyorum...
ama alışıldık şehrin,alışıldık bir sokağında,
alışılmadık bir şekilde değişiyorsun...
kanıyorum,yanıyorum,yüreğimi parçalıyorum
-yürüyorsun,değişiyorsun belki de halime gülüyorsun...
dön bak arkana N_ _ _ ÖLÜYORSUN...
#çok uzattım ve sen kendini çok önemli sandın bütün hesap hatası buydu...yani ''burdan bakınca varsın ordan bakınca yok''#
Arjin MuradKayıt Tarihi : 27.1.2006 01:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!