Es verilmiş
Ve hatta bir notaya son anda eksik basılmış çingene bir yaz yaşanıyordu hiç görmeden tanıdıksız yüz göz olduğum o iklimi çarpık kaldırımlarda
Sabahın en şekersiz çay zamanında şiirin dizesinde baş harfini gördüm
Bir cadde olsaydı eğer
Uzağı görememe gerçeğimle yalan olur, görmezden gelirdim seni
Bir şiirin en afili dizesiydi baş harfini unutturmayan o “şey” her ne ise işte
Hatırlamak, yeni hatıralara kapılarını sonsuza kadar kapatanların en mahrem yarasıdır
Kanayan ne yaram
Ne yirmi dokuz Latin alfabe oysa
Bir şiirde en afili mısraya alfabe diyor zaman
Alfabe de senin isminin son harfiyle bitiyor
Tırnağımın en solunda absürd bir acının sızısı durur
Ağız kuruluğu bir tatsızlıktır bu artık olsa olsa
Islak kalınca üşüten
Kuruyunca acıtan
Ve hangi döle almaş etsen asla doğrularak kurtulunamayacak bir sancıdır
Yine karnının en yalnız, en absürd, en solunda bir yerde duran ve durarak durulmayı öğrenecek olan bir sancı…
O sabahın en şekersiz mahmurluğu vardı ya hani
Biraz tomurcuk
Biraz morluk
Biraz içkimsi nahoşluk
Ve hatta az biraz da mendeburluk
İşte o sabaha sordum kendimi
Pespaye bir bıçaktan yara aldın sen dedi
Ölecek miyim peki şimdi
Dedim
Korkma, bu kan kaybının çokluğundan mütevellit bir baş dönmesi
Yaşayacaksın sen
Dedi
…
Sarahatun Demir
Kayıt Tarihi : 22.9.2007 23:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!