Oluyor İşte Şiiri - Mustafa Şekerci

Mustafa Şekerci
88

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Oluyor İşte

Oluyor işte
Kar altından bir çiçek çıkıyor bazen,
Bazen suyun kanı donuyor da,
Nasıl bir yalan ki bu,
Bir gerçeğe böylesine sinsi
Ve apansız saklanıyor?
Ve nasıl bir yürek ki
Dürüstlüğe ebedi yasaklanıyor?

Bir bıçak sıyrılınca sebepsiz kınından
Hep benim sırtıma mı saplanmalı,
Benim gecelerim mi ağulanmalı bir?
İhanet değil midir nedensiz gidişler?
Sen ey kovulmuş şeytanı ürküten,
İhanet etmemiş midir nedensiz terk eden?
Bilirsin ki ben,
Sözün sözsüz söylendiği bir şehirde yaşarım.
Vedalarım ecele programlıdır.
İşte ben,
Korumla külüm savaşacak olsa da içimin derinlerinde
Ne var ne yoksa sana dair hepsini yakıyorum.
Suskun lanetler akıtıyorum yanık dilimden.
Bütün onursuz mutlulukları sana bırakıyorum.
Gitmeden,
Başını yerden kaldırabilseydin keşke.
Korkaklığından bir nefeslik sıyrılıp
Bakabilseydin yüzüme.
Dürüstçe.
Bil ki;
Gidişinle üzerime mıhladığın o namlu
Bendeki sen içindi.
İçimde ki sen vuruldu.
O sevda artık unutuldu.
Şimdi bu yürek
Avutuldu,
Uyutuldu.

Başucumda çalarken bir yalanın çanları.
Suskunluk konuşmaya başlar.
Derim ki kendime,
Aldırma! .
İnsanı acılar adam eder.
Kendi gerçeğine ağlarken hüzün
Bir ihanetin infazında yitirdim geriye dönüşleri.
Turuncu bir göğe yükselirken aşk,
Umut umutsuzlukla özdeşleşti heyhat.
Çıkmazlar girdabına sürüklenir ya akıl?
Şehvete tutsak kalır ya her canlı,
O zaman,
Bir aynanın buğulu camında da olsa
Kendi suratına bakıp tükürebilmeli insan.
Bir kere de sen bak.
Eğer insansan.

Geceyi uzatıyorum,
Ki aklıma düşen bakışlarını
Süpürsün karanlığın elleri tozlanmış rafımdan
Nasılsa bitecekti.
Ve sen bir hırsız gibi süzülecektin etrafımdan.
Sen zaten hep kenarındaydın aşkın.
Biraz eğreti, biraz da yapışkan.
Avuç içi büyüklüğü lekeydin belki
Kiri bir yıkamada akan.

Adımlarımın mola verdiği sokak başlarında.
Geçmişten bıraktığım döküntülerin izleri var.
İnsanlığım da gidiyor kendimden ıradıkça.
Ve ben kimsesiz kuytulara ilişiyorum.
Çatlamış orta yerinden hayanın arsızlığı.
Bu kaçıncı hüsranımdır bilmem.
Ve kaç yeniliş bir ölüm eder bilene.
Mağrur dağ çiçeklerine
İkram olsun diye bir soluk bıraktım rüzgâra
Onlar bilir kadrimi senin yerine.
Her ayrılığın bir gerekçesi olur.
Bir savunması olur terk edişin.
Oysa sen
Bir ölü kadar sessizsin.
Bil ki;
Sadakat yürekte başlar,
Demek ki sen,
Konuşamayacak kadar yüreksizsin.

Sükut yakışır ortasına ayrılığın.
Dilim yaşarken metruk hecelerin hevesini
Şöyle kallavi bir fincanda
Şekersiz içmeli bu vedanın kahvesini

İhanetinde ki acı
Kalır mı ölünceye değin?
Yaban bir yürekte asılınca şiir.
Dağlara çıkınca yaban.

Anne! ..
Yine ihanet kol gezmede dört bir yanımda.
Ben yine vurgunlardayım
Bak Anne,
Hazanın üstüme yağan soğuğuna inat,
İçten yangınlardayım.

Mustafa Şekerci
Kayıt Tarihi : 17.10.2008 22:38:00
Mustafa Şekerci