Bir yaz sabahı, sonsuz mavi, yeşillerin dansı,
Otlu yamaçlarla rüzgarlar karışmakta biri birlerine
Yakası yana yatmış gün, alacasından yeni kurtulmuş,
Bir ayrılığın ince gözyaşları yaprakların üzerinde,
Çiğleri alma çabasında süzülen güneş ışıkları
Kaygı damlaları değil toprağa dökülen,
Can veren, yeşili yazan ve tuale döndüren damlalar
Küçük bir el uzanır eline,
Körpecik dudaklarıyla yanağından özlemleri öper
Baba, kız içten, hayatın akıp geldiği sularda yürürler
Yavrucağız saf ve sade, gülüşleriyle babanın gözlerinde.
Baba ser verir sır vermez.
“Gelecek yavrum bir gün mutlaka, ama gelemez bekleme yarına”
Ruhunu cennet bahçelerine uğurladığı yarini anlatamaz.
“Annemi çok göreceğim geldi, annemi çok özlüyorum baba”
Zihinlerindeki düşünceleri zincirli, doğanın çözülmezlerine bakar baba,
Çözülemeyen bilmeceleri hep o doldurmaktadır sanki,
Yaşamak ve ölmek, ağırlıklarla ezilir baba.
Kırmızı gül yanaklı güzel bir çocuk,
Bütün özlemleriyle sorar
“Ya gelmezse baba ya gelmezse? ”
“Niçin gelmesin yavrum”
“Annem öldü mü baba? ”
“ Bunu da nereden çıkardın yavrum? ”
Çöküverdi aba, yavrunun güneşini bulutlar kapadı,
Gülücükler kayboldu,ufuklar acı verdi.
Çocukça anlamaya çalıştı,
Ufacık yüreği yasları mı tutacaktı?
O annesini istiyordu,
Yas neyine, ne bilirdi yavrucak.
Ayrılık sızılarını bırakmıştı yari.
Dalgın dalgın baktılar birbirlerine,
Kayaların üzerine oturdular.
Baba “ Yavrum” diye bildi.
Gözlerini sildi, çaresizliğini gülücüklerine gizledi.
Ne kadar ağladığını mı söyleseydi.
Yari olmadan yataklarda kıvrandığını,
Dese miydi “ “ Anneni hiç göremeyeceksin”.
Yanağına kondurduğu öpücüğün gölgense gizlendi.
Sabırsızdı hıçkırıklar, sabırsızdı ruh,
Kelebekler süzüldü, pırlanta gözlü kızına son kez baktı,
Göklerden bir melek indi,
Acıklı bir susuşla elele tutuştular,
Yalnızlıklarla bırakıp küçük yavruyu.
Ölümüne yaşayacaklara emanet ettiler..
Kayıt Tarihi : 6.6.2005 12:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!