Ölümüne Dans Şiiri - Oğuzhan Öztürk 2

Oğuzhan Öztürk 2
8

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Ölümüne Dans

Bembeyaz bir odada
Koskoca kapana kısılmış bir apartmanın içinde
Onlarca apartman var o apartmanın yanında
Uzun ve yüzlerce odası her biri küçük bir avluya bakan
Yüzlerce apartman her dairesinde her odasında
Her birinin içinde insanlar olan
Sen beyazların içinde gelinliğinle ben siyah bir takım elbise
Boynumda papyonum ve senin seçtiğin takım elbise dişlerimde ise beyaz bir gül
Senin üzerinde ise dünyanın en güzel elbisesi
Başkası giyse o kadar güzel olmazdı sırf sen giydiğin için dünyanın en güzel elbisesi
Diğer bütün odalarda bizim gibi binlercesi
Hiçbiri bizim gibi bir değil sadece bekliyorlar
Ne olacağını meraklı gözlerle
Ve sessizlik delindi
Kısa boylu askeri kürk giyen bir komutanın ağzından çıkan sözlerle
Bu avluya gelen olursa görecek onu öldürteceğim
Artık benden korkmanız gerektiğini anlayın diye
İnanmayın diye aşka sevgiye
Yüzlerce insanı topladım buraya ama kimse gelmez
Gelemez bu avluya diye bağırdı bitirirken
O an içimde ki aşka ve özgürlüğe olan inancın alevi yükseldi
Asla boyunduruk altında beklemem
Ayakta ölürüm ama dizlerimin üstünde ölmem
Aşksa konu asla vazgeçmem
O an seslendim sana, seninle ölümüne dans etmek istiyorum
Uzattım elimi ve bana eşlik eder misin dedim
Sen derin bir evetle karşılık verdin
Dışarıda aşırı bir sağanak yağmur
O küçük avluda birazcık asker
Loş şekilde ortamı aydınlatan apartman ışıkları
Zemin katta duran biz avlu ile aramızda ki tek şey camlar
Açtım camları önce dışarıya ben çıktım sonra elimle seni tuttum ve kendime çektim
Ve beraber dans etmeye başladık
Yağmur yağarken iyice tuttum elini
Diğer elimle de belini
İnsanlar da el ele tutuşmuş bizi tebessüm ederek izlerken
Kendime doğru çektim bir anda ve dudağından öptüm seni
Bütün bunları gören komutan çok kızdı
Hemen işaret verdi askerlere
O an emir geldi, elleri gitti tetiğe
Anlamadılar bizi çok uzaklardı aşka sevgiye
O mermiler gelmesin diye sana
Tuttum belinden ince bir ayak hareketiyle
Sırtımı döndüm askerlere
Bir elim elinde diğer elim belinde
Yağmur şiddetle yağarken ,dolu gözlerle bakarken bütün herkes bize
Tanrı ve yarattığı bütün varlıklar o an şahitti aşkımıza,sevgimize
O huzurun sessizliği delindi derinden şu sözlerle
NİŞAN AL,ATEŞ
O an bütün kuşlar yuvalarından uçtu
Herkes birbirine sarılıp ağlamaya başladı
Yıldırımlar yırttı gökyüzünü
Tanrının gazabı söyledi sözünü
Ve mermilerin çıkardığı dumanlar yağmur damlalarıyla hemen eridi
Acıyı hissettim ama sana bakıyordum
Mermiler sana gelmiş miydi
Neyse ki sende hiçbir şey yoktu
Halen beyaz bir gül olarak gözlerime bakıyordun
Sadece göz bebeklerin korku ve üzüntüyle büyümüştü
Bense o an vücuduma giren mermilerin acısıyla
Sıkıca tuttum elini o halde görmeni istemedim beni
O an asla ağlamadım sadece aşkı gör istedim süzünce gözlerimi
Canımın acısını o kadar hafifletmiştin ki
Ya bu anlık adrenalindi ya da senin büyündü
Bana böyle hissettiren bir başka acıyı hafiflettiren gün
Seni gördüğüm ilk gündü
O zamanlar debelenir dururdum karanlığın içinde
Seni görene kadar haberim yokmuş benimde
Bir karanlıktan kurtulmanın en iyi yolu, karanlığın içinde olduğunu anlamaktır
İşte sen hem karanlıkta olduğumu hem de ışığı gösterdin bana o bakışlarınla
Hem karanlıkta olduğumu gösterenim hem de ışığımsın benim
İşte ışığım senin için dişlerimde tuttuğum beyaz gülüm
Çektiğim acıyla derinden öksürdüğüm için dönerken kanla beraber kırmızıya
Önceden sana verdiğim 10 kırmızı gül
Bu kanla kaplı 11. kırmızı gülün anlamı ise sana aşığım demektir
Sen ise karşımda bembeyaz bir gül olarak dururken
12. gülümsün beyaz gül
12 gülün anlamı ise karşılıklı aşk demektir
Acılarım dayanılmaz boyutlara ulaşınca artık ellerinden düştüm yere
Sen hemen oturdun yere ve kafamı dizlerinin üstüne aldın
Ah beyaz gülüm o gözyaşlarını hiç görmemek için çok savaştım
Bütün acılara göğüs gerdim yanımdayken
Şimdi nedenini anladım , o kurşunlardan daha çok canım acıdı
O gözyaşların düşünce birer birer yüzüme
Son anlarımda sana doyamadığımı
Ama bir yandan da yanında ne kadar mutlu olduğumu anladım
Son sözlerim küçük bir tebessümle
Ağlama lütfen , seni seviyorum oldu
Ölürken mutluydum çünkü kolların çok sıcak ve şefkatliydi
Asıl mutlu eden şey ise
O mermiyi sıkanlardan biri de ben olabilirdim
Ama tanrının sevdiği bir kuluydum
Ve bir anda düşünce kafam yana doğru
Ellerinin arasından kayıp gittim
Sen görmesen de
Ruhum da seni bırakmak istemedi ama zorla bedenimden kayıp gitti
Ellerini bastırarak göğsüme
Sadece ağladın derinden
Sonra kaldırıp başını bağırdın semaya
NEDEN
KÖTÜLÜK VE NEFRET BU KADAR KOLAYKEN
İYİLİK VE AŞK BU KADAR ZOR
NEDEN
Sonra bir anda yürüdün askerlere doğru
Beni de vurun beni de
Artık sizden korkmuyorum
Çıktı odalarından bütün insanlar senin içinde ki cesareti görüp
Yürüdüler askerlerin üstüne
Bizi de vurun bizi de
Herkes bütün askerleri öldürdüğünde nefretle
Senin içinde o an sadece acı ve özlem vardı
Bu iki duygu insanın içini sonsuz bir ateşle yakardı
Sonra gelip yerdeki kafamı kaldırdın papyonumu düzelttin
Derin bir nefes alıp başını başıma yanaştırdın
Ve şu sözleri söyledin
Artık soğumuş ellerimi tutarak
Bende seni seviyorum sende bu halimi görüp ağlama
Öylece bekledin bir müddet insanlar artık askerlerden kurtulunca
Hemen geldiler ikimizin yanına
Seni teselli etmek istediler tuttular omuzlarından kaldırmak istediler
Ama senin de kafanı kaldırdıklarında yana doğru düştü
Bağırdı oradan biri doktor var mı burada
DOKTOR
Hemen biri geldi insanları yararak
Açılın dedi ben doktorum
Ve sana baktı uzunca ne olduğunu anlamak için
Sonra, ölmüş çünkü kalp krizi geçirmiş dedi
Kalbin artık dayanamamış o acıya ve özleme
Geldiğinde yanıma sana
Seni orada sonsuza dek sevemeyecektim iyi ki geldin dediğimde
12.gülün seni asla yalnız bırakmaz dedin
Artık değişince herşey insanlar bahsederken bizden
Yazılırken hikayeler ve şiirler adımıza hepsinin adı
Ölümüne dans oldu
Çünkü koyulabilecek en iyi isim buydu
Yıkıldı tüm apartmanlar
İnsanların kendine ait evi vardı artık
İçinde özgürce ve aşk ile yaşayabilecekleri
İkimizin mezarı ise yan yana gömüldü
İnsanlara göre bizi ayıran ölümdü
Ama bize göre sonsuz aşkın anahtarı ölümdü
Öldüğümüz yere bir çeşme yapıldı
Adı da Aşıklar Çeşmesi
El ele gelirken o çeşmenin başına nice insan
Yüzlerce farklı lisan
Hiç fark etmez ocak şubat mart nisan
Herkes aynı duygularla geldi çünkü oraya
Herkes de çocuğuna bizim isimlerimizi koydu
O ve Z
İkimiz hiç bitmeyecek bir hikayeyi ve aşkı yazdık
Ve bu hikayeyi iyi ki seninle yazdık beyaz gül

Oğuzhan Öztürk 2
Kayıt Tarihi : 17.10.2025 00:33:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Hayat kitabı animasyonunu izlediğimde Manolo'yu kendime çok benzettim ve Maria'yı da sana, benim eğer bir hikayem olsaydı nasıl olurdu diye düşündüm ve bu hikayeyi yazdım ve hikayemin ana konusu uğruna ölünecek bir kadın olduğundur Z ve bu ölümün de ne kadar kutsal olduğudur.Maria'nın Manolo'ya verdiği gitarın üstünde her zaman kalbinden çal yazıyor, işte bende her zaman sana kalbimden yazacağım Kavak.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!