Sen! yalnızca sen olduğunu zannederken;
Aslında sen, sadece bendin!
Elini uzatıp aldığın bir şey,
Canın çektiği her şey,
Gözünün takıldığı, hayaline aldığın;
Kısacası yaşamındım ben.
Kim bilir, belki sen baharları severdin,
Ben, yaşadığın dört mevsimindim.
Yağmurlu havalarda başıboş dolaşmak isterdin,
Ben ise yağmur yüklü bir bulut;
Sessizce yanına inerdim.
Sonra, bir şarkı mırıldanırdın;
Yarısını hatırlamadığın,
Aslında unuttuğun bütün şarkılarda, ben vardım.
Elinle sildiğin alının teri bendim.
Bölüpde yediğin, sonrada şükrettiğin, ekmeğindim.
Sana zarar verdiğini bilsemde;
İçine çektiğin sigaran bendim.
Seni bir yalnızlık korkusu sardığı zaman;
Yalnızlığın ürperten, siyah kolları bendim.
Sebepsiz sandığın iki damla gözyaşın,
İçine sığdıramadığın, sevinç kahkahalarındım.
Mezarlıklara bakmadan da,
Bir vuslatla ölümü hatırlardın.
Üstüne isminin kazıldığı mezar taşı, ben,
Hergün içinde büyüttüğün vuslat, yine ben,
Ayrılıklara namzet, kavuşmanın tek yolu, sadece sen!
Kayıt Tarihi : 4.12.2008 01:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aslında yazılanlar tam bir şiir değil; sadece hayatımızın her anında, iyisinde kötüsünde, ölümün var olduğunu, ve bizim için olduğunu, kendime hatırlatmak için yazdım.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!