İsa'nın çarmıhtaki gülüşüne eş bir gülüşle uyandım,on bir eylül sabahı
Düşümde dönüşü olmayan karanlık yollar,gözlerimde ise yarını olmayan annem
Eylülün on biriydi ve kimsesizliğimin ilk günüydü
Üşüyordum ölümü simgeleyen gözlerinde,
Kaybolmuş bir halde buluyordum kendimi gözbebeklerinde
Sen ise çaresizliğe kapılırcasına bıraktın beni, on yedi yaşımın sonbaharında
Bir boşluktayım sanki;
Tutabilsem ellerinden,kaybolabilsem ipeksi saçlarında
Ölümün rengiydi,saçların
Ölümün rengiydi,gözlerin
Ölümün rengiydi,siyah
Ölümün rengiydi,siyah
Fırtınalar koptu o an yüreğimde
Eylülün on biriydi ve yalnızlığımın ilk günüydü
Sonsuzluğa giden gemiye binmiştin artık ''bırakma beni anne'' demem boşunaydı
İçimde fısıldayan isyanın sesiydi o an,kabrine girmek isteyen bedenim değil ruhumdu
Eylülün on birinde buluşuyorduk,bir cami avlusunda
Krizantemi andırırcasına susuyordun,Leylak gibi asileşiyordun
Ben ise Mecnuna özenip seni arıyordum,adını bile bilmediğim o cami avlusunda
Fısıldıyordun bana adımı,anlatmak istiyordun ölümü siyaha çalan gözlerinde
Ölümün rengiydi,gözlerin
Ölümün rengiydi,saçların
Ölümün rengiydi,siyah
Ölümün rengiydi,siyah
Siyah,ölümün rengi
Kayıt Tarihi : 27.7.2004 20:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
başarılarınızın devamını diliyorum.
Kalemin Dostluğuyla
Özhan Hakan
TÜM YORUMLAR (2)