ölümü kucaklayan şehid!
anlat ölmeden ölmeyi,
anlat ölümü öldürmeyi...
sabah ezanı hangi iklimlere varır
söyle yoluna kaç melek kanatlanır
dudaklarında Hızır ın bengi suyu,
söyle kim kazdı göklere dipsiz kuyuyu...
sapan taşları değer soğuk demirlere,
topun namlusu tetikte!
ellerinin içinde sıcacık can,
kalbindeki tüm kanın
gölgesine uzandığı an,
sinesi cennet ırmaklarıyla ıslanır...
bu vakitler zaman durur,
ukbadan bir merdiven salınırmış
dua tutan eller üzerine,
ey şehid, gel konuk ol dua vakitlerimize
göster bize nasıl varılır şehadete
ve nasıl tırmanmalı göklere...
minareler verir müjdeni
ve toprak hazırlar en nadide tenini,
müminler saf tutar önünde
omuz omuz üstünde,
vuslata ermeden hissetmek bir kere seni...
ölümü kucaklayan şehid!
anlat ölmeden ölmeyi,
anlat ölümü öldürmeyi...
Kayıt Tarihi : 24.3.2004 01:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Filistinli Çocuk
Ranzalar arasına sıkışan hasrete
Öpücük taşıyordu elleri,
Küçüktü küçücüktü
Güvercinlerin kanatlarındaydi dilleri
Ulaşamıyordu…
Kadife karanlığında gökyüzü lal,
Ana sütü gibi ak, onun kadar helal
Ekildi yıldız yıldız gökyüzüne
Kin ve kan tohumu al al.
Yaşamıyordu
Islık çalan mermiler ve
Zulümden artakalan
Asırlık hayatlar için
Korkaklıklara ağlıyor
Şaşamıyordu…
Füzeler yağıyordu
Gecenin karanlığında
Cehennemi andıran
Yangınlar yaşıyor,
Kapalı kapıları
Aşamıyordu...…
Halil ibrahim Özdemir
TÜM YORUMLAR (3)