Ölümün Gölgesi Şiiri - Kemter Abdal

Kemter Abdal
127

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Ölümün Gölgesi

Ölüm kol geziyor,
Yaradılanların arasında.
Ölüyor her şey,
Değmeden bir serçenin gagasına.

Yağmurlar demliyor bir ağaç,
Sular köpürüyor ak sakalında.
Bak buza çaldı gök,
Bir denizin kıyısında.

Ölüm yayılıyor,
Yaradılanların arasında.
Korkuyla saçılıyor her şey,
Değmeden bir sineğin yarasına.

Bir karga tünemiş geceye,
Canı çok sıkılmış makinalara.
Şu ötüşü olmasa ah!
Kaptırır kendini toprağın tozuşuna.

Ölüm yağıyor,
Yaradılanların üzerine.
Umarsızca dağılıyor her şey,
Değmeden yalnızlığın tenhasına.

Bir kırlangıç tazeliği,
Gizlenmiş korna seslerinin arasına.

Kemter Abdal
Kayıt Tarihi : 22.4.2025 13:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bu şiir, ölümün sessiz ve kaçınılmaz varlığını, yaratılışın kırılganlığını ve yaşamın içindeki yalnızlık temasını hüzünlü bir atmosferde işliyor. İlk dörtlük, ölümün her an, her yerde kol gezdiğini ve en küçük bir müdahale olmaksızın, bir serçenin gagasına bile değmeden her şeyin ölümlü olduğunu vurguluyor. Bu, yaşamın ne kadar narin ve ani bir şekilde sona erebileceğine dair bir gözlem sunuyor. İkinci dörtlük, doğanın ölümle iç içe geçmiş döngüsünü metaforik bir dille anlatıyor. Yağmurların bir ağacı "demlemesi" yaşamın beslenmesini simgelerken, suların "ak sakalında köpürmesi" yaşlılık ve belki de sona doğru bir hareketi çağrıştırıyor. Gökyüzünün buza çalması ve denizin kıyısında belirmesi, soğukluk, uzaklık ve yaşamın sonuna dair bir imge oluşturuyor. Üçüncü dörtlük, ölümün yaratılanlar arasındaki yaygınlığını ve her şeyin korkuyla, en ufak bir yaralanmaya bile gerek kalmadan dağılabileceğini ifade ediyor. Bu, ölümün sadece fiziksel bir olay değil, aynı zamanda bir çözülme ve yok oluş hali olduğunu düşündürüyor. Dördüncü dörtlükte, geceye tünemiş bir karga, modern dünyanın mekanikleşmesine duyulan bir yabancılığı ve can sıkıntısını temsil ediyor. Karganın ötüşü, belki de doğanın son bir çığlığı veya yaşamın inatçı bir belirtisi olarak yorumlanabilir. Bu ötüş olmasa, her şeyin toprağın tozlu sessizliğine karışıp gideceği hissi veriliyor. Beşinci dörtlük, ölümün umarsızca her şeyin üzerine yağdığını ve her şeyin yalnızlığın ıssızlığında çaresizce dağıldığını anlatıyor. Bu, ölümün sadece bireysel bir son değil, aynı zamanda bir ayrılık ve yalnızlaşma getirdiğini vurguluyor. Son dizede, korna seslerinin gürültüsü ve yapaylığı arasında gizlenmiş bir kırlangıcın tazeliği, yaşamın inatçı ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkışını veya belki de ölümün ortasında bile bir umut kırıntısının varlığını simgeliyor olabilir. Şiir, ölümün kaçınılmazlığına rağmen, yaşamın içindeki küçük güzelliklerin ve direnişin de altını çiziyor.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!