Ölümsüz Sevgiler Sunağı

Rahmi Vidinlioğlu
27

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Ölümsüz Sevgiler Sunağı

Giderken bana bıraktığın yalnızlık,
kudurmuş bir sarmaşık gibi hızla tırmanıyor şimdi içimi!
Ve ben tüm şehirlerin adlarını unutmuş bir gezgin gibi
ardı ardına başıboş çağrışımlar sıralıyorum şimdi…

Dört dörtlük yazdım gidişine…
Tüm dörtlüklerin üstü örtük, tüm mısraların baş harfleri küçük!
Dört örtü örttüm yüzümdeki kedere, dört nala saldırırken gözyaşlarım,
bakışlarında sakladığın o eski Mezopotamya şehrine…
Dört ömür törpüledim bakışlarında,
dört dönüp ölümsüz sevgiler sunağında,
susuzluğumun suçsuzluğuyla yapıştım dudaklarına…

Bilmezsin, ah bilemezsin ki; nasıl titredim geceler boyu…
Nasıl sarılıp sarılıktan beter yokluğuna,
darağaçlarında sallandırdım incecik boynumu!
Ne zaman ansam adını,
dudaklarına yapışıp kalmış katran rengi gözyaşı
kanayan bir kargaşa olup döktü içime nehirlerini…
Senin nehirlerin çağlayan bir korku oldu,
benim bakışlarım çıldırmış bir öfke…

Gittin!
Sana beni sevmen için emanet ettiğim sihirli kristal küreyi kırdın;
delirmiş kahinlerin cenazelerini kaldırırken yüzündeki eski Türkçe gülümseme…
Yarım bırakılmış bir şiir gibi, yarım bırakıp gittin içimdeki gökdelen inşaatını!
Şimdi başıboş bıraktığın kalbimin şantiyesinde şehvet oyunları oynamakta
eli yüzü çamura bulanmış küçük kız çocukları!

Özlemedim seni, desem büyük bir yalan olacak, belli.
Her yanımız karanlık ve yalnızlık ve ıssız sokaklar
ve yine yağmur gibi yağan gözyaşlarıyla bezenmiş kutsal mağaralar…
Yalnızlık… Suskunluk ve şizofreni…
Kopuk kopuk çağrışımlar...
Özlemedim seni desem, yalan olacak…

Rahmi Vidinlioğlu
Kayıt Tarihi : 7.2.2015 16:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Rahmi Vidinlioğlu