İnsanlığın sorunları ilk insan ile başlar. O mitolojik karakter üzerine kurgulanan hikayeler ile bugüne kadar gelir.
İnsanlığın sorunlarına çare hayattan ve doğadan alınan mücadele gücü ile yapılan devrimler olmuştur.
İlk peygamber mitolojik bir karakterdi.
Dinlere göre insanlığın ilk atası, ilk yasağa maruz kalan yasağı delen ilk insan ve günahkar ilk peygamberdi.
Bu yüzden cennetten sürgün edildiğini de dinciler söyler.
Kendinden başka insan olmadığı halde kime peygamber olduğu ise belirsiz.
Dinde olanak tükenir mi?
Melekleri Adem'e mürit yapan dinciler bile var.
Tanrılar ölümsüz insanlar, insanlar ölümlü tanrılardır kuralı hiç değişmedi. Çünkü ölümsüz insanları da, ölümlü tanrıları da din adına dini kullanan insanlar ürettiler.
Dincilere göre bilginin peşine düşen her insan günahkar ve ölümsüz bir tanrıya dönüşür.
Bütün dinler ortak hikayelerin ürünüdür.
Son din bir öncekinin rütbelerini sökerek hükmünü sürdürme çabasına girmiştir.
İlk insanın dine göre varlığınının, varlık tarif biçimi bilimin tarifine aykırıdır.
Günümüze kadar uzanan cehaletin başlangıç noktası burasıdır.
Evrim Adem ve Havva'ya yer vermez.
Bilimsel düşüncenin dogması ve ayetleri yoktur.
Bilim sürekli gelişmenin ve yeni bilginin peşindedir.
Dincilere göre insanlığın sembolik anne ve babası olarak görülen Adem ve Havva bilime göre hiç karşılaşmışlar.
Dine inananlar ve bilime inananlar şeklinde insanlar ikiye bölmek kimin işine yarar?
Bunu anlamanın yolu bilime inanan insanların olmadığı tamamı dine inanan insanların yaşadığı toplumlarda ki geri kalmışlık, kardeşin kardeşe düşmanlığı, kin, nefret ve akan kan bu cehaleti ve bu sayede din üzerinden menfaat sağlama zihniyetinin durumunu göstermeye fazlasıyla yeter.
Hem dinde zorlama yoktur diyorlar hem kendi inancını savunmayan her insanı dinsiz, kafir, ateist vb sıfatlar ile dışlayarak dinci fanatizmi körüklüyorlar.
Son peygamber ile dinde tebliğ bitti diyorlar, tarikat ve cemaatler adına çıkıp birileri din tebliğ etmeye kalkıyor.
Oysa yaratana inancı olan biri tarikat ve cemaatlerin din ile bir alakası olmadığını, yaratan adına birileri kendilerini yaratanın yerine koyarak şirk içinde olduklarını söylemesi gerekmez mi? Şeyh ne demektir?
Araplarda kabile liderine şeyh denir. Müritler şeyhin köleleri ve gücünü artıran örgütüdür.
Put nedir? Doğaüstü kabiliyetleri olduğuna inanılan tanrı gibi saygı gören her türlü yontuya denir. Yozlaşmanın olduğu her dönemde putlar tanrıların yerine geçmiştir.
Sanatı ve heykeli put olarak görmek aşırı bir tutumdur.
Samsun'da onur anıtına saldırı sonrası halkın onuruna sahip çıkmasını bu heykel kabe mi tavaf ediyorsunuz şeklinde arızalı düşünceler nedendir bilinmez kabe'nin maketini şehir şehir dolaştırarak insanları hacı yapanların rezaletini görmezler.
İsteyen gidip kabe'nin etrafında ne istiyorsa yapabilir. Yalnız kimse kalkıp bizim onurlu mücadelemizin temsili heykellere sahip çıkmayı bu tür zırva benzetmeler yapamazlar.
Mustafa Kemal Atatürk'ün heykellerini Mustafa Kemal olarak kişiselleştirmek onu put yapma niyetidir. Heykellere saldırının amacı ise toplumda put yıkıcılığı talebini körüklemek amaçlı kötü bir niyetin ürünü çabadır.
Oysa o heykellerin yeri, yapılma amacı ve manası başkadır. Atatürk heykelleri Mustafa Kemal değil milli mücadeledir, egemenliğin temsilidir, Cumhuriyettir, özgürlüktür, akıldır, bilimdir, sanattır, Türk Milletidir, bağımsızlığın simgeleridir.
Biz Türkler Mustafa Kemal Atatürk'e tapmayıp, milli mücadele döneminde savaşı yönettiği, düşmanı yendiği, Cumhuriyeti kurduğu bize bağımsızlık ve özgürlük ile üzerinde yaşadığımız vatanı emanet ettiği için minnettarız.
O heykeller gücünü hayattan aldığı için halkta bir karşılığı var ve bu sebeple halktan saygı görür.
İnsanlık adına ölümsüz fikirlerin ve o fikirlerin mücadelesini vererek bedel ödeyen insanlar bizde ölümsüz olur. Hayatta karşılığı olmayan hiçbir mitolojik efsanelere ve dinlerin hikayelerine benzemez bizim değerlerimiz.
Mustafa Kemal Atatürk insanlık ve doğayı korumak adına devrimler yapmış dahi bir kişilik ve Atatürk adıyla tarihe mal olmuş bir milletin vücut bulmuş halidir.
Hayat; değişimle dönüşerek, doğaya uyum sağlayarak ve çeşitliliğin doğal seçilim yoluyla oluşur.
İnsan evrimin bir uzantısıdır.
Bilimin kutsalı yoktur. İnsanlık bilime laiklik ve aklını kullanarak ulaşmıştır.
Bilim insanları dinlerin yarattığı bu kutsal haleyi aydınlanma ile parçalayarak bu ışıklı yolu açtılar.
Bize bu ışıklı yolu açan laiklik devrimi ile Mustafa Kemal Atatürktür.
Din üzerinden insanları sömürmenin önü Cumhuriyet devrimleri ile kesilmiştir.
Bugün bunun tersi çabaların ülke yönetiyor olması o devrimlerin son bulduğu anlamına gelmiyor.
Her türlü rezilliğin din örtüsü altında yapılıyor olduğunu halkın çoğunluğu tarafından biliyor. Bu durum Atatürk'ün devrimlerinin ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha ispat etmiştir.
Önder Karaçay
Kayıt Tarihi : 5.2.2022 15:17:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Önder Karaçay](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/02/05/olumsuz-olan-fikirlerdir-insanlar-degil.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!