her gün aynı işkence aynı zulüm................
paspasla zedelenmiş baygın fayanslarda kaygan zeminler üzerinde yalıtımsız duvarlara dayanarak yürümeye çalışıyorum..
koridorlar labirent destekli, ne girdiğim yeri ne de çıktığım yeri biliyorum.............
dalgın yürüyüşlerde salgın hastalığımın çaresinin yollarını arıyorum......ne çare bulamıyorum......
sinirleniyorum......kızıyorum........huysuz bir ihtiyar portresi çiziyorum karşımda duran bön,avanak bakışlara........
kabullenemiyorum....inkar ediyorum illetimi.......dürüst dudaklarım sahtekar boyutunda türevsel yalanlar türetirken sus pus olmuş konuşmama eğiliminde...içten içe kadere sitem ediyor........biliyorum yolun sonundayım....
yine biraz sonra adı UMUT olan umutsuz doktorun kapısını çalacağım bir ümitle......öyle tahmin ediyorum ki yine teselli edilecek yeni bir kontrole tabi tutulacağım ama ne değişecekki
zaten benim ayım günüm güneşim tutulmuş.....ışıksızım soğumuşum....yüreğim yangınlarda...........yansıtamıyorum
artık tatlı gülüşleri gamzeli tebessümlerde.....
fire vermişim şakalarıma.......saçmalıklarda espri yeteneğim..
starı verilen ömrüm henüz yolu yarılamadan finişe yaklaştı...
...ikmallerdeyim.....
Ey sevdiğim kadın ve onun masum hediyesi canımın içi biricik yavrum; farkında değilsiniz benden bi habersiniz........
pembe panjurlu evinizin kapı ve pencerelerini kapatmayı unutmayın...sakın ha açık bırakmayın....yakında karamsar yeller esecek üzerinize çok uzaklardan....
Aşkım...kadınım...aşkımızın meyvesini kurutma ne olur...
ona söylediğin yalan kısa zamanda gercek olacak...bu yalandan kurtulacaksın...
oğlumun al yanaklarında seni öptüğüm ilk günün utangaçlığını
gör emi....benim için defalarca öp yavrumun yüzündeki mahçup ifadeyi....
eğer bir gün yavrum babasını soracak olursa onun boynuna dudaklarını sürt ki babasının senin dudaklarına bıraktığı sevgi ve şevkati tatsın oğlum...babasının ne kadar yürekten sevmesini bilen insan imajının farkına varsın....yokluğumu hissetmesin...yokluğum yalnızca senin öksüz bırakılan ellerinde ve yetim kalan gözlerinde kalsın...
son günlerimdeyim ben odamın ışıklarını söndürdüm nasılsa yansalarda bir müddet sonra aydınlatmayacaklar kararmış gözlerimi.....
şimdi yanında hiç bir meftanın bulunmadığı ıssız bir arazide boş bir mezar arıyorum.....bana söylemiyorlar ama ben biliyorum.......................
.........yakında çok yakında.......öleceğim.......
elveda sevdiğim elveda bebeğim elveda yavrum elveda........
------------münhasıran
Özay KarakuşKayıt Tarihi : 9.2.2006 10:03:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Özay Karakuş](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/02/09/olumname.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!