Siz! İnsan iştihasından örülmüş bombaların hedefindeki bebekler.
Siz! Basit ama küstah bir çırpıda duvara yapıştırılan böcekler.
Siz! Elçiler, Çerçiler, Geride varoluş sancısı bırakmış dertlile
Bana yalanlar söyleyin...
Zira ben, bana bulanmayan her şiir için kendime yalanlar söyledim.
Ben! Eşkıyalar ne istediyse bir çırpıda önlerine serdim.
Sanki Ben! Zihnime levhalarla çakılmış sözleri unutmak için geldim.
Yani evet Ben! Bana yalanlar söyledim.
Telaşlı bir fısıltının yardımıyla çoğu zaman kendime bile duyurmadan.
Ve bazen… Tek kelime konuşmadan söyledim.
Bunu bir türlü kabuk bağlamayan yaralarımı sarmak için söyledimse suç değil.
Ama artık suç kavramının dahi yeniden yorumlanması gerektiği yerdeyim!
Ben! Mazlumlara sövülüp, suçluların alkışlandığı dünyanın yerlisiyim.
Eyvahlardan şarkı yazıp oynamak mahareti bendedir!
Zira ben! Her yalana inanan bir masum gibi kaçtım soğuk karanlıklardan.
Odamı gölgeler sarmışken beklediğim güneş, sanki beni ölümden koruyacak!
İnandım, İnandım sahte sözlere. İnanmak kurtaracaksa…
Kayıt Tarihi : 8.4.2024 06:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!