Yüzüme bakıyordun. Hesapsız, korkusuz ve de karanlık bakışlarla... Sana söylediğim son cümleyi düşünüyordun... Belki de ürpererek...
“Canım yanıyor” demiştim sana,
“canım yanıyor ve yangın yerinde dolaşıyor gibi hissediyorum kendimi” demiştim sana...
Ansızın gelen bu cümle sahipsiz kalmış uzun bir müddet...
Sanki boşlukta donmuştu, dar nefesimle çıkan harfler, her kelimenin tüm harfleri donuk kalmıştı salınımları ile asılı duruyordu sanki senin bakışlarında...
Canımın yanması çaresiz ve de dermansız bırakırdı, kusmalarım çıldırtasıya telaşlandırırdı seni. Ama bu sefer ölüme üç çeyrek zamanım var sanki demiştim ilk cümlemden sonra...
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman