Gümüşi semanın esrar perdesi,
Düş gibi gördüğüm gündüz ve gecesi,
Zikrediyor boşluk, semada malikini,
Bildim, fikrin edep oluş muhasebesini,
Çıkmazdayım, altın kaplı dört duvar arasında,
Zamanı verin geriye kalan tek uzun yolda,
Kölesi olmuşum nefsin, edemiyorum azad da,
Yarım sıfır, yarım sıfırın altında
Gör ey ama, gerçek aleni cihanda,
Gösterin varmı kalan bu mekanda,
Kabri idam ettiğin bir anda,
Kayıpsın varla yok arasında,
Sen bir ney'sin çalana göre değişirsin,
Ötesinde bildiğim dört mevsim gibi dönersin,
Zaman gittikçe sınırlı doğrultusunda,
Oyunun son perdesinegelir sıra,
Oyunu değil, oyuncuyu görmenin ısrarıyla,
Uzun bir nida duyulur, işte o anda,
Ne oyun kalır, ne oyuncu meydanda,
Bir varlık düşün, düşün ki; esir,
Kendi bildiği varlığının altında,
Benim dediğin sana sahip sanatkar varda,
Mührü kalbinin sol üst yanında,
Ölüm labirent, baştan sona bulmaca,
Korku içimde meydanlarca,
Bu korkuyla, nokta nokta sona yaklaştıkça,
Hayal görmekteyim, ruhum yüce huzurda,
Ve geride kalan bir elbisem bir kimliğim,
Özlemini çekeceğim bilinen tek gerçeğin,
Ağlayan anam, neden niçin neyin,
Ötesinde var olan ne, bana söyleyin,
Söyleyin bumu gördüğüm rüyamda,
Ya ölüm düşlendiği her ortamda,
Esrarlı ürperti, yanlızca o anda,
Yalanlarla boğulmak neden sonra;
Böylece erdik, çetin bilmecesine,
Hem geçmiş zamanın, hem geleceğin,
Üstadın söylevi, birgün belki bugün,
Göreceğiz meydanlarda büyük gerçeği....
Kayıt Tarihi : 12.8.2001 00:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!