Biz ki; zaman zaman bu dünyadan bunalmış iki gezgin gibi her gün yeniden çıkarız labirentlerimizden
Sessiz göz yaşlarımızla ormanları besler, gönlümüzü verdiğimiz nilüferleri sermaye yaparız şiirlerimize
Elmalarımızı çalar büyücüler, bir kuğunun kanatlarına tutunarak çocukların gülüştüğü kentler ararız
Ölüm, yaşanmamış kırmızı bir temmuzdur, külümüzü savurmaya hazır bir eylül dolanır başımızda.
Hayatımızın yuvarlak taşında gerdan kırar, göbek atarız utangaç gülümseyişlerle. Sokaklarda ceylan sürüleri, pusularda çakal gölgeleri ile milyon senedir döner bu dünya. Dal dal, gürül gürül, mevsim mevsim büyüyüşlerimizin ve kayboluşlarımızın umarsızlığında çalınır yaşamın garip tamtamları. Tırnağı her yerinden kırılmış, binlerce kadeh şuursuzca gırtlaklardan dökülmüş ve ar çivisi sökülmüştür bu hayatın.
Fısıltı ormanlarında kayıp bir hazinenin formüllerini birbirine ekleyerek bulmaktır yüreğini, seni anlamak. Tapınak yazıtlarının gölgesinde coşkulu halaylara durmaktır seni sevmek. Çocuk bakışlarının, bilge duruşlarının parklarında doyasıya yorulmaktır sevincine ortak olmak. Her kaybedişin hüznünde gülmektir varlığının sarmaşıklarına tutunarak bedenini kucaklamak. Seni sevmek, yeryüzünün atlasında varsıl kelimelere can vermektir bir tanem.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Hikaye tadında bir sevda masalı,sadece şiir mi yazıyorsunuz,yoksa roman yazmayı denediniz mi?
Uzun mensur çalışmaları genelde çıktı alarak akşamları okurum ama bu yzının başlığı çok ilgimi çekti... İyi bir şiirdir, düşüncesiyle girdim sayfaya, yazının uzunluğunu görünce hep üşenirdim hemen okumaya ama bunu okudum nasıl olduysa...
* * *
'Biz ki; zaman zaman bu dünyadan bunalmış iki gezgin gibi her gün yeniden çıkarız labirentlerimizden. Sessiz göz yaşlarımızla ormanları besler, gönlümüzü verdiğimiz nilüferleri sermaye yaparız şiirlerimize. Elmalarımızı çalar büyücüler, bir kuğunun kanatlarına tutunarak çocukların gülüştüğü, acıların işlemediği kentler ararız. Ölüm, yaşanmamış kırmızı bir temmuzdur, külümüzü savurmaya hazır bir eylül dolanır başımızda'
* * *
Hani bazı beşliklerden ibaret şiirler vardır ilk ve son mısralar aynı... Bu kısmın hem yazının başında ve sonunda olması dikkatimi çekti ama bence yazının akışını bozmamış, bilâkis bahsetiğim türden bir beşlik gibi olmuş...
Güzel bir yazı okuduğumun yanında son cümlelerin -yazının akışı heveslendiriyor insanı- etkileyicilik yönünde zirveye çıkmasını beklerdim...
Razıydım üşümeye, donmaya o zirvede ama işin ucunda bulunmaz bir ilacı gökte ararken yerde bulmak vardı... Bulamasam da yazının genelinden kopardıklarım bana yeter...
Dâim olun...
* * *
Emeğinize teşekkür ederim...
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta