Kimin ne zaman ölüp bu dünyadan göçeceğini kim nereden bilebilir? Ömrü veren Allah, alacak olan da O. Azze ve Celle. Zamanını bir tek O bilir.
Yaşamak konusunda değil ama ölmek konusunda elimizde yapılabileceğimiz hiçbir şeyi yok madem, o zaman biz tercihimizi yaşamaktan yana yapmalı değil miyiz?
Hayat, Cenabı Hakk (c.c.) tarafından bize verilmiş en büyük nimet…
Bir ödül, çok değerli bir ödül… İnsan bu değerli şeyin kıymetini çok iyi bilmeli, onu beyhude hevesler peşinde koşarak boşuna heder etmemelidir.
Hak etmek için elinden ne geliyorsa yapmalıdır.
Peki, elden gelen nedir? Elden gelen, verilmiş olunan ömrü Rıza-i İlahi’nin istediği biçimde yaşamak, o değerli ödülü cezaya çevirmemektir.
Elbette bu dünyaya gelmiş her canlı mutlaka ölümü tadacak. Bu açık bir gerçek... Bu sonun ne zaman geleceğini bilmiyor olması aslında kişiyi ölüm karşısında avantajlı bir duruma bile geçiriyor.
Ölmek mukadder, ama bugün ama yarın…
Oysa hayat ölümden sonraki ölümsüzlüğün kazanılması için büyük bir fırsat… Yeter ki samimiyetimizi ortaya koyalım ve ona layık olmanın yolunu bulalım.
Kişi bunu başarabilirse eğer, ölüm karşısında elde etmiş olduğu avantajı doğru bir biçimde kullanabilmiş demektir.
Bu sebepten "Her nimetin şükrü de kendi cinsinden olmalıdır," düsturu gereğince insana verilmiş hayatın şükrü de onu kirletmeden günü geldiği zaman asıl sahibi olan Cenabı Rabbil Âlemin'e (c.c.) bize verildiği gibi tertemiz bir şekilde teslim etmek olmalıdır./21.07.03
Recep Akıl
Kayıt Tarihi : 1.1.2011 03:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Teması ve işleme tarzı mükemmel.
Tam Puan + Ant.
Sevgilerimle....
Nafi Çelik
TÜM YORUMLAR (1)