Bazı günler, olur olmaz zamanda,
Gece gündüz, yolda belde
Aklıma takılır kalır ikide bir
''Ölümün en güzel olduğu yer neresidir? ''
Nerede ölmek isterdin şu yer yüzünde?
Hangi asırda, hangi çağda?
Uzakdoğu, Singapur filan?
Ya da İstanbul, Kahire, Roma?
Veya antik çağda Pamphilya?
Yine de isterdim ki, kendi hesabıma,
En iyisi, ilk yıllarında Elaiussa.
Yılın hangi mevsiminde ölüm daha güzeldir?
Sararmış yapraklar düşerken bir güz günü?
Toprağa dönerken herşey,
Dönerken ana kucağına,
En kötüsü bir köşede,
Kışın donup kalmak olurdu herhalde,
Ya bahar gelince,
Doğada her şey uyanırken,
Sergilenirken bütün güzellikler,
Bir yaz varken önünde,
Kaçarcasına yaşamdan?
Veya günün hangi saatinde ölmek isterdin?
Akşam üstü, şafak sökerken?
Veya da gece yarısı, sessiz sedasız
Kayboluvermek karanlıkta?
Görmeden güneşin doğuşunu bir kez daha?
Hava nasıl olsun isterdin,
Gözlerini son kez kapatırken?
Çisil çisil hafiften bir kar,
Yağmurun nazlı nazlı dökülüşü göklerden,
Doğayı okşarcasına,
Belki de bulutsuz bir gökyüzü,
Pırıl pırıl bir güneş...
Ölüm nasıl olurdu sahilde,
Efil efil bir kara meltemi eserken?
Ay çıkarken dalgaların şıpırtısı ile,
Yavaşça gözlerini kapatıvermek,
Baka baka gökyüzüne,
Yıldızları göre göre,
Yitip gidercesine sonsuzluğun derinliklerinde?
Ölüme uzaktan bakmak,
Keşke, birden fazla ölmek olsaydı,
Seçebilseydik içinden,
Hepsi bir yana,
Yeryüzünde sonsuza dek yaşamaktansa,
Bir kerecik ölmeye razıyım,
Sevdiğim kadının kollarında.
Kayıt Tarihi : 5.7.2004 14:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!