Bu aralar uğraştayım,
Çok yoğun bir savaştayım.
Çıkılmaz bir yokuştayım.
Zirvesinden indireceğim,
Ben ölüm’ü öldüreceğim.
Ulaşılmaz bir tahtı var,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Hepinizin yüreğine, emeğine sağlık....
'Yaşamak yiyip, içmek değildir.
Ölmek kabre girmek hiç değildir'
Suat Bey,
En doğrusuda yazdığınız bu satırlar.. ne çok şey anlatıyor...
imkansız olanıda...öldürmek yürekte...çok başka bir dileyiş oluyor...çok anlamlı dizeler..kaleminiz daim olsun...keşke ölümü öldürsekte...ağıtlar arşa çıkmasa..yürekler toprakta çürümese...buda imkasız.
melek ayaz
Aşık olmak ölümsüzlük
Yaşamak mı gönülsüzlük
Hak'kı bilmek ömürsüzlük
...... Ömrümü sürdüreceğim
...... Ölümü öldüreceğim.
Yorgun Yağmur iki kapı
Böyle yaratılmış yapı
Kainat hayat kitabı
...... Bedenim gömdüreceğim
...... Ölümü öldüreceğim. ...bu savaşta yalnız olmadığınızı bilin...kutluyorum şiirinizin asaletini
Cahit SITKI, yaş otuzbeş yolun yarısı demiş ama malesef kendi hesabını bile tutturamaış
hem dediğiniz gibi ölmek sadece kabre girmek değildir.
güzel bir şiir okudum kaleminzden.
tebrikler ve paylaştığınız için de teşekkürler.
Herkesin yuregine saglik , kabul buyurur iseniz benimde bir dortluk yazdigim ve ilerde tamamlayacagim eser paylasmak isterim Sevgilerimle
Ben ölüm'ü çoktan öldürdüm yüreğimde,
O ' giderken beni mezara gömdü gitti,
Bir de zalim felek vurdu,kalp otağımdan,
Talih yazmış bizi kara deftere,
Gideceğiz bir gün hepimiz O meçhul yere...
Yagmur Kelebek
Farklı bir çalışma beğenerek okudum kaleminize yüreğinize sağlık tebrikler...
'Ölüm'ü öldürmek' farklı bir şiir okuttun kardeş.Kalemin daim olsun
Diyorsan,ölümü öldüreceğim,
Ölmeden önce öleceksin,
Nefsini terbiye edeceksin,
Gönüllere girip dirileceksin.
Dünya bir han, beden fani,
Ölen hayvandır, insan baki
Eserin varsa hayırlara vasi
Ölümü öldürmüşsün demekki.
HAYIRLI ESERLER VEREN ŞAİR GÖNÜLLERE SELAM OLSUN.
Ulaşılmaz bir tahtı var,
Ama kara bir bahtı var.
Huzur bulsun tüm canlılar,
Zirvesinden indireceğim,
Ben ölüm’ü öldüreceğim.
..........................................................
Ölüme dokunma şair...
Ölümün canını acıtma şair...
Ölüm gerçeğe götürecek tek gerçek ...
Maskesizlerin vatanında nefes alacak ruhumuzun tek bileti.....
SEVGİLER...
çok güzel kalemine yüregine saglık ölümü öldürmek ölümüne sevgi dolu yaşamaktır saygılarımla
Bu şiir ile ilgili 81 tane yorum bulunmakta