Bu şiiri yıkık bir kalbin penceresinden,
İçimizi terk etmiş hayallerin kıyısından, Bir mevsimin eşiğinden yazıyorum.
Sevgilim...
Yapraklar döküyorum ölmüş umutlarımın üstüne.
Üşüyor, üşüyor ve üşüyorum...
Sonra dank ediyor aklıma bir daha dirilmeyecek bir ceset olduğum.
Topluyorum tüm serçeleri yalan hayaller içerisine gidiyorum...
Ve bir daha gitmeyeceğim...
Falanca yere geçelim bir vakit
Filanca kişileri arayıp ahmakça sözler verelim mesela hep seveceğiz, hep birlikte kalacağız, hiç ayrılmayacağız.
Ölüme bile kafa tutalım, vaktimizi şaşıralım ama ölelim bir vakit...
Ölelim ölmemek için bir defa ölelim...
Sevgilim...
Kaçıncı kışındayız yirmi birinci asrın?
Kaç yıl daha bekleyeceğiz gidenleri?
Ne zaman anlayacağız gidenlerin bir daha gelmeyeceğini?
Hem gelecekse neden gider ki insan?
Neden ağlatır gözleri?
Kimdir bu giden? Kimedir bu gitmeler?
Unuttuk mu ölüp ölüp dirildiğimizi?
Unuttuk mu toprak altında çürüyüp kalanları?
Sevgilim...
Şimdilerde bir beşik aramaktayım
Beşik bahane biraz huzur aramaktayım
Ağlamam ben ağlamam ki
Hem saymıyorum sensiz geçen gecelerimi
Hem üşüyorum bu gecelerde.
Hem de bir türkü mırıldanarak karşılıyorum yağmurları.
Coşkun sular gibi çağlamayan yâr
Gönlünü gönlüme bağlamayan yâr
Benim şu halime ağlamayan yâr
Daha ağlamasın öldükten sonra...
Ümit Ay
Kayıt Tarihi : 17.11.2024 05:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hayırlı imtihanlar olsun inşaallah.
TÜM YORUMLAR (1)