kahraman bir yenilmişliğin ardında kendimde
kalabalık bir kentten köye dönen dervişteyim
derman sunmayan sabır söyleminde direnmekte umut
tane tane
dağlanmış bir efkar basmışya
tükenemiyorum
oyy
gel sar beni
öfkeye mahpus şirlerden çıkar
vasfını kaybetmiş türküler anlatmaktan ıramış
çözümsüz özümsemede
anlat...
nefesim süslenmiş dişlerinin gün ışımasında gizemde
gülüşüm gözlerinsiz üşümekte
kokusunu sunmakta cimri çiçeklerin eşgalsiz huzursuzluğunda sevda
bahara isyan mı doğmalı
baharı müjdelemekten aciz menekşeleremi
ıssız bir koyda kıyıları tokatlayan dalgalar misali
dayak yiyorum
vız gelsede birbiri ardına yüzüme kütleyen darbeler
içim acıyor
arkasına bakmadan kaçışı kurtuluş görenlerden usanmışım
ve
ayak izlerimin ardından dökülmüş suların dönüş yollarından geri bakmasına
omuz silkmişim ya
geçmiş gitmişim
nisanda gün batımlarıyla doğmuşluğuma
vakitsizim
saat sana çeyrek kaladan öteye gidemiyor
bir türkü tutturuyorum ya içimde
gece yarısı mezarlıktan geçerken bağıra bağıra söylenileninden
korkum azalmıyor
ölüm özlem ya adı
ölümsüz sevdamdan elimde kalan bu
gün az sonra ışıldayacak
ama ben papatyalardan taç konduramayacağım saçlarına
yastıklayamayacamda göğsümü
iliklerime işleyemecek kokun
içim acıyor be can
tamam
tek tek adımlayacam kaldırımları
saç telini bulma telaşıyla köşe kapmaca oynayacam
doğru
belki mavimtrak bir umutla
sana gebe gecelerin hayalsizliğinden kopacam
hatta
dahada ileri gidecem
sevimsiz sabah üstlerinin ikbalsizliğini yaşayacam
da
neresinden baksan beş kuruş etmez bir ekmekle doymak bunun adı
aç kalmaktan daha hoş kokarya
eyvah...
birazdan bütün ışıkları kapanacak hayallerimin
çelik bakışlı utanmaz bir insan doğacak
orta yolu bulmaktan men edilmiş
şuursuz
sonra içten bir gülümseme andıran yazılar birikecek cebimde
bilmezki yar
çöl ateşinde damla suyla hayat olmaz
belki kitabını yazmış özlemsizliğin
ya...
bir türlü pişmeyen kuru fasulyenin öldürdüklerinin farkına varacak
hayatı geriye sarmalayıp önceden suya doyuracak
yada
fasulyeden güçlenen sevdasızlığın alçak pençesinde ölecek
ölüm özlem dedikleri bu değilmi
yokluğunun cesaretlendirdiği bütün acılar üstüme gelmekte can
korkusuz yaşamışlıklarımdan usanmışlığımla
umursamadan
uslanmadan
ölmeden ve öldürmeden
ayakta kalmanın hayatta kalmak olmadığı gerçeğinde
sağ yanım şiir gözlerinle
solda zaten duyurulmaktan hüküm yemiş sevdan
türkülerimiz kalkanlanmış ya dermansızlığa
direniyorum
bahara sevda kardelen tadında
dimdik
senden gayrısına eğilmez yüreğimle
komadan sevişlerinin eşgalsiz uçuşlarını bir kenara
sırtımı en eski dosta dayamışlığımla
yallah çekiyorum
rakısızlığa
umutsuzluğa
ölüm özleme
FUFUKA
Ömer YazıcıKayıt Tarihi : 4.1.2012 00:35:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ömer Yazıcı](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/01/04/olum-ozlem.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!