Gece çığlığını atarken
Mahşeri bir hengâmede
Ezelden ebediyete uzanan bir boşluktur
Yaşanan şu kozmik âlemde
Dalar gider gözler
Ansızın bir derinliğe
Umutsuzluk kırbacının şakırtılarını duyarsın
Yalnız yürürken
Yaşanmıştır bitmiştir
Sürmüştür süregelmiştir
Ama anlam verememişindir
İnançsızlığın gölgesinde kendine
Ölüm sessizlik ölüm bir fırtına
Kimine göre korku, kimine göre vuslat.
Kimine göre de yaşam kitabesinde bir nokta.
İlk nefeste başlayan göçün son habercisi.
Kavuşamamıştır sevenler.
Verilen sözler tutulamamıştır.
Zaman durmuştur.
Bir gözyaşı olmuştur ve
Unutulup gitmiştir
Sessizlik diyarındaki sessiz mezar taşlarında.
Bir titreme sarar bedenini.
Sana ait olduğunu sandığın her cerihan.
İhanet etmiştir.
Uzaklar yakın olmuştur.
Yakınlarda uzak.
Değişmeyen tek şey ise çaresizliğin olmuştur.
Çaresizdir insan
Her mikro saniye
Her nefeste
Her yaşamda
Her ölümde
Mutluluk o kadar uzak olabilir miydi insana?
Sadece bir kelime dahi olsa.
Sürekli ona sahip olduğumuzu sandık.
Ama yanıldık
Çünkü mutluluk kızıl elmasıydı hayatın
Ulaşma anıda ölüm.
Oda herkese nasip olmuyordu. An ve an ölümde bile.
Nasıl bir akıl oyunuydu.
Nasıl bir drama?
Herkesin farklı bir maskesi vardı.
Ta ki ölene kadar.
Gerçeğimsi bir rüyaydı yaşam.
Kabusuyla neşesiyle.
Uyumaya başlamıştık doğumla.
Ve öldüğümüz an…
Yeni bir günün sabahına perdemizi aralıyorduk.
Mutluluğa ulaştığımı sandığım
O nadir anlarda.
Meğer rüyammışsın sen.
Şu yaşam denen rüyamda.
Rüya içinde rüya.
Kendi görüngülerim vardı.
Kendi ruhi yanılgılarım. Kendi boşluklarım.
Kendi yaşantılarım.
Kalbim kendi ağırlığını taşıyamazken.
Hafiflettin yükümü.
Hoş geldin benim en güzel yüzlü azrailim.
(Afyonkarahisar 2008)
Kayıt Tarihi : 22.1.2008 21:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
karların sakin ve mucizevi bir şekilde yere düşüşünü seyrederken kahvemi yudumluyordum.birden kendiğimi aradığım yerde buldum...zihnimin gizli mabedinde...

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!