(Haber Spiker’i:
“Balkanlar’dan gelen Soğuk Hava”….)
Balkanlar’da Şehid düşen Mehmed Dede
O Peygamber Ağuşu’nda yatıyor Balkanlar’da
Balkanlar’da Balçığa saplandı
Zü’l-Qaryneyn’in Balkan’ı
Bosna’da yaşanan Qatliamlar
Âkif “Balkanlı, Kosavalı, Arnavut”
“Başka diyemem işte Perişan Yurdum.”
Balkanlar’ın Batısı’nda batan Güneş’in
Batı’da doğması
Balkonsuz Evler, Balkansız Memleketler.
İsviçre Balkan’ı aldı, Âile’yi aldı.
Kökeni’nden koptu Ewlâd-ı Fâtihân.
Zilhicce bir Doğum, Düğün Gün’ü,
Yıl’ın Batış’ı.
Muharrem Ölüm,
Yıl’ın Doğuş’u.
Balkan’ın Sewdâ’sı
Balkan’da vurdu Davullar.
Gelin olanlara Kına yakılırmış
Kına, Kan Kırmızı
Elmas’ın Şeb-i Arus’u
Selâ okunuyor Qudüs’te, Kerbelâ’da
Tüm Issız, Susuz, ‘s’sız Semtler’de.
Dediler “Mamoş” ölmüş,
Yollar bitesi değil, Garb’a sürülen Araba’da
Analar ağlarmış “Elmas Ağıt’ı”
Gerisi “Yalan” ağlarmış…
“Yâ Rab beni Şehid etmicen mi?”
Seherler’de
Rabbi’ne uzanan Elleri’nde
Mehmed Ata’nın Arz-n Hâl’i buydu.
-“Etme bey, Yavrular’ın var”…
-“Onların Allâh’ı var”..
Garb’a sürülür Mehmedcikler’in Araba’sı,
Garb’dan Haber ulaşır Mehmedler’in Yuvası’na..
Balçıklar’da batmıştır Güneşler,
Balçık’tan Yaratılası Mehmedler.
Figan kopan Evler’de
Doğan Kızcıklar, ölen Kadıncıklar.
Balkanlı Mehmedler, Balkanlar’dan Tehcir edilmiş
Diller’i Lâl,
Qudüs, Kerbelâ’da okunan Selâlar’da İlenç:
“Wirân olsun Wirâneler”..
Ölüler qahr'eder,
Dilerlerki “Taş’ı üstünde Taşı kalmasın, Seller alıp götürsün Toprağı’nı.”
Bir Sayhâ yeter. Bir Viruscuk Salgınlar
Şehidler’se “Keşke bilselerdi” Mersiyesi’ndeler…
Baş’tan aşağı Mezarlar kazınır Yurdlar’da
Göğ Ekinler biçilmiş..
Kazanlar’da ısıtılan Sular, dökülür Boy’dan Aşağı…
Sular “akmam” der “Çay’dan aşağı”..
Taş Köprüler geçit vermez Yolcu’ya. Dur…
Bin Atlı Akıncılar’ın aktığı Köprüler..
Drina, Direnejler
Üsküp bir Uslub.
Yahyâ’yı alan, Kemâl’i veren.
Çay’dan aşağı Davullar çalıyor .
Düğün’ü Davul duyurur, Ölüm’ü Selâ..
Zalim Ölüm’e Sesleniş nedir ki, bir İç ses, bir kendinle Konuşma:
3 Gün ara verse Ölüm Meleği.
Başındaki Sewdâ’yı alıp Yâr’e götürse Meselâ..
Selâ’nın nasıl bir Sadâ’sı vardır, böyle dokunur Can’a..
Balkan’a Sitem’dir.
Ölü “Yârsiz” kalmıştır,
Kent de, Balkan da “Yârsiz” kalsındır.
Nekâhât Günler’i geçer,
Hece Taşı’nda “Bâqî kalan O” yazar Fânî,
Selâ’nın Ses’i Suqûnet Maqâmı’nda duyulur şimdi: Elmas Bir Ses:
“es-Salâtu we’s-Selâm’ı…”
Kemal ErsözlüKayıt Tarihi : 6.8.2022 20:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
( 6 Ağustos 2022) Eyyâm-u Bahûr Muharrem Geceler'i (680, 2006, 2022) 4 Ağustos 1988, Ewwel’i-Âhir’i
TÜM YORUMLAR (1)