Siliniyor sesim, kokum, bedenim
Uzaklarda ellerinle tuttuğun yüzüm
Yakalanmaz, yokluğumun yoktur mezarı
İzle bu çözülüşü, yok oluşu, düşüşü
Anılardan damıtarak tek anını yüzümün
Çizemez, çizemez, çizemezsin diyecektir, kederin
Her gün bir ton daha silinen sesim
Bir notası daha eksik şarkımın
Cesaretle meydan okur aşka yokluğum
Nerden gelir şu azgınca heybeti bunun?
Nerden gelir bu linç eden masumiyetim? ;
Aşığının gözlerine baka baka ölmeye
Cüret edebilen bu fani kadına sorun
Ah ne büyük bir kibir ne büyük bir suç
Oh ne büyük kötülük ve ne çirkin bir düş
Evet var mı diyeceğin?
Olmasa da olur ağacının yaprağı ve yeşili
Ben yüzümün karasında gölgelenirim
Severim, atışırım karanlıklarla
Ondan gelmedin mi deli, benim aşkıma?
Tenim, yanık utancımın kırmızısından
Derhal kork bu cehennemden ve yüz üstü uzan
Bense böyle güzelleşir, allanır, pullanırım
Tam da aşkın en taze nefesinde
Öldürdüm düşlerimi bu ölüm komedisinde
Heba ettim hain puslu bir gökyüzüne
En yalvarır halindeki duygularımı
Hiçbirisi eceliyle ölmedi,
Leş değildir cesetleri
Hepsi hibe, canlı canlı,
Lime lime kesildi
Sıcak kan ve gözleriyle
Kurban edildi
Nerden gelir şu iştahlı vahşeti bunun? ;
Aşığının gözüne baka baka öldürmeye
Cüret edebilen bu cani kadına sorun
Ah ne büyük delilik ne azgınca düş
Oh ne büyük bir günah ve ne çirkef bir yüz
Evet var mı diyeceğin?
Kayıt Tarihi : 3.6.2015 23:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!