Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Ölüm kapıyı çaldı…
Nefessiz kalmak nasıl bir şey böyle anne
Soluk alamamak.
Azrail’in ellerine gitmek, gitmek ve dönmek
Ve bir daha gideceğini bildiğin halde.
Ölümün elinden dönmek…
Ölüm kapıyı çaldı,
Ölmek nasıl bir şey anne.
Nefessiz kalmak nasıl bir şey böyle.
Hasret diye çarpan kalbimin susması
Vuslata öfke,
Nefretin küllerini yeni bir yangına saklamak
Ölmek değil mi anne?
Ölmek böyle değilse
Ve öfkenin vuslatını beklediğin halde
Ölmek nasıl bir şey anne?
Hüzün dolu bir şiir çok etkileyici adeta isyan çığlığı olmuş kutlarım saygılarımla
Ölüm kapıyı çaldı
Ve bu şiir değil yalnızlığa yazılmış,
Sana yada hasrete yada ölüme hele.
İsyanlara ezgidir artık.
Ben ölümü özledim
Bu ölüme ezgidir artık anne.
......İbrahim beyyyy yine dizeleriniz hüznü yağmur gibi akıtmış..:(..Tüm özlemler zamanı bekler...Tebrikler...Saygılar...
yürek buran bir çalışma olmuş dost,hüzün kaplı.
biraz gerdi beni işin doğrusu...
kutlarım yinede..
Bu şiir ile ilgili 43 tane yorum bulunmakta