Hadi en acı olanına şerefe
Bildiğimiz dönencelerden değildi bu kez
Rotaya uysak kendi kuyum
Katlanmak gerek desem ölüm
Kerpetenle kanıttırmak içinse geç
Sevdalarımız hurdada
Yalakalık üç beş öpücükle tamam
Konuşmasam
Yok hayır tövbe…
Karşımdasın birden bire.
Yüzünde solgun bir astar
Biraz önce bomboştu buralar
Zulüm buysa eğer hafif
Ölüm ise aklımın ucundan bile geçmedi.
Neler iniyor şimdi yüreğinden
Avuçlar dolusu yalaz kokusu parmak ucu kadar yakıcı
Kahkahalar serpiliyor orta yere
Her biri diyetli
Süzüle süzüle eski zaman düğünlerinden
Yivi yalama olmuş dudak uçlarından
Seyrekleşen kirpiklerinden
Yazık olan ne varsa
Yarınlara adımlara aşklara…
Kaskatı bir ölümcüllük kayış gibi sert.
Ay’ın saçlarına
Toprağa düşen son tohumun ayrılık şarkısına
Ve saçlarına deniz kızlarının
Ağa düşüyor aşklarımız
Törpüleniyoruz toz duman ola ola.
Neyi gömdüğümü bilmeden yüreğime
Evet, bizde kalan en acılara
Ölümlere
Bir kadeh daha
Hadi şerefe…
ondörtekimikibinondört
Necdet ArslanKayıt Tarihi : 14.10.2014 12:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
'Yetiyorsa yüreğin hadi kaldıralım kadehleri, şerefe...'
O şeref neyin nesi ise... Belki de ağa takılan balık niyetine, 'borsası düşen aşklara...' Törpülendikçe 'az daha aşağıla' diyen reklam meraklılarına...
O zaman gömelim gitsin adam gibi sevdaları...
Öldürelim içimizdeki asil hisleri...
'Şerefe...'
Kutlarım Necdet, değerli dost...
TÜM YORUMLAR (2)