ÖLÜM HAYALİ! ..
Çekilince semaya, sihirli siyah perde, Sessizliğe gark olur, esrarengiz bu belde.
Şimdi burda idiler, uçup gittiler elden,
Gidiyorlar ebed’e, canlar gelip ezel’den.
Kanat kanat uçuyor, Kelebek gibi ruhlar, Bedenleri terk edip, Berzah’ta buluşmuşlar.
Hepsi solgun yüzünü, kıblegaha dönerek, Boylu boyunca yatmış, beyazlar giyinerek.
Kostüm kaput bezinden, hepsi tek tip renk beyaz, Kostümlerin içinde, çörek otu var biraz.
Dünyalık hiç bir şey yok, esrarengiz belde de, Şan, şöhret, zengin, fakir, tefrik yok bu ülke’ de.
Hayatın son noktası, son duraktır bu ülke.
Yatak, yorgan, yastığa, ihtiyaç yoktur kürk’e.
Malikane, Aksaray, ne pırlanta ne altın, Kıymeti bilinmeli, bir karış zemin katın.
Dönüyor gök yüzünde, bak kondor Akbabalar, Zemin kata konmamış, bedenleri gagalar.
Narin bedenlerini, böcek yemiş bitirmiş, Saçlar güneş sarısı, göz yosun yeşiliymiş.
Gözler donuk matlaşmış, kaygı sarmış yüzleri, Bir garip telaştalar, terlemiş benizleri.
Bülbül gibi şakıyan, dilleri hep lal olmuş, Dudaklardan tebessüm, gülücükler kaybolmuş.
Akıl almaz! .. rüyada, ben göz’süz görüyorum,
Ölüm denen gerçeğin, kucana düşüyorum.
Çekilmeden semaya, sihirli siyah perde, Uyan artık gafletten, uhra’da düşme derde.
Diz çök ey düşman nefsim, önümde diz çök artık!
Bildim seni ey Rab-im, biz yalnız sana taptık. Huuuuuuu.
Saygılarımla. Yazan: Ali Rıza Saygan Tarih: 06/01/2002
Ali Rıza SayganKayıt Tarihi : 15.11.2016 00:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!