Ağıt seslerini duydu önce, sonra üzerine sıcak su döküldüğünü hissetti. Topal hoca bir yandan su döküyor bir yandan sürekli dualar okuyordu. Şöyle evin etrafına göz gezdirdi.
Kardeşleri çaresizlik içinde kıvranıyor, koca zeytinin altında anası ağlıyordu.
Komşuları toplanmışlardı. Fısır fısır konuşuyor, hafiften çilenen yağmurun altında bekleşiyorlardı.
Bir şey anlamadı bundan kel Rıza. Ne oluyor du? Ölmüş müydü? Öyleyse olup biteni nasıl görüyordu?
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim