Argacın Ardında Karaca Köyü
Güzel nerden aldın bu güzel huyu
Mılla Haydar, Baboğlar, Dapgızlardan mı? ..
Çolağaller, Omoğlar, Satığıllardan mı?
Çüt derede çütcüler sürerler çüt’ü
Gırbız’ın yamaçdan görünür Arıdın çatı
Böyle mi geçecekti ömrümüz böyle mi kötü
Yanan harmanda kalır mı hiç buğdanın sapı.
Ödemiş’te ne bedeller ödenmiş
Bir hiç uğruna ne fidanlar budanmış
Düzburun’da dizlerimiz kırılmış
Sümüksüz’e gelmiş öksüz kalmışız.
Feyruz'un sevdası culfa navruzu
Nasıl da unutur o nazlı kızı
Yazı kalmadı, görmez tomuzu
Baharı bilmeden gün saydı güzü.
Kuşlar uçar yaz baharın,
Uzuncaydan, Kuru çaya
Konup gözler Yastarla’dan,
Yama göçü gelir mi ola.
“Gelin olmuş Dırıcan’ın eline
Yedi bayram kına yakmaz eline”
Kervan gider, bir can gider,
Durnam ağıt eder kürdün geline.
Göğde öbek öbek yıldız kümesi
Yarım tepeden gelir ibobop sesi
Peğci’nin bağda asma düzünesi
Güzeller doldurur üzüm küfesi.
Kır Vahabın bahcada leylek yuvası
Serin olur Karaca’da seher havası
Kulaklarımda çınlar hâlâ
Baboğ Dede’nin ulu-orta duası…
Aşağısı, yukarısı filanca mahalle
Sanki harpler görmüş olmuş virane
Ne Tüleğin kırması, ne Apdoğun muskası,
O da sır oldu gitti, Deli Hiseyin kurnazı..
Körpınar’dan geçer Mamoğlen yolu
Potum punarında kim görmüş suyu
Çoraktır içilmez Kezimin Kuyu
İböğ Baba’dan mı acep o yarın soyu?
Tüleğin tabakası, Ahciğin derdi
Metciğin sokusu zavar çekerdi
Parçikenli nobatlaşa birbirin döver
Hoca’nın muskası her kürde yeterdi.
Cicimin Kaşında ceyran direği
Goçoğun elinden düşmez küreği
Gıydış Haydar, Kara Cafar
Nasılda bellerdi kahpe feleği
Fakiri’nin Abidin’le Haydar
Türküye bir koldan başlar
Gırbışın uşağı sazını eşler
Zeynöğ söyler, Gücük ağlardı.
Geyerdik gıslaved kara çizmeyi
İbiğin gölünde belledik çimmeyi
Çem’de Guzucu gölünde yerdik
Kuru ekmekle yavan süzmeyi.
Gılboğanda çayan tutup
Kırklar’da Garamıh etmeyi
Nasıl da öksedim şimdi
Dibiköy’de geme gezmeyi
Biz ceğüzü Hışoğ’dan gördük
Almayı Hoca’nın bahceden götürdük
Çağalıda hıyarı Başoğ’dan eder
Üstüne küfürü, Gıydış’tan yerdik…
Söz vermiş dedeme Hışım Hasan
Dört avrat getirecek Hekimhan’dan
Ali Onbaşı da oldu mu candan?
Uyanamadan bu pembe hayaldan.
Kaç kuş uçar, kaç kervan geçer
Şimdi İğdeli’den Batılgan’dan
Kaç esgerin geder de gelmez
Halep yolu uzun cılgandan.
Sarıkuyda uzun harman gecesi
Eserken aşağıyel, beklerdik boyrazı
Atardı Kör Hisöğ’ün depesi
Yele gettikçe arafanın tenesi.
Çok öksedim eş- dos tarla tapanı
Yıllar oldu gezemedim yazı yabanı
Senden öğrendik, kuru sıkı sapanı
Koyun kuzu gütmek de caba Karaca
Dam üstünde yığardık tuğlayı
Çapıt topunan, sek sek,
Ara kesme, uzun eşşek
Çelik çömlek oynayı oynayı
Gıbı imtahan edermiş Kemal Hasan’ı
“Hararı bilmem kaç guruş sat şu samanı! ”
Bakmış ki hesap, kesat;
Huppu bağırmış yerinden;
Satta kurtul ula, lodayı dibinden..
Nasıl da ağlardık ardından
Her genç giden ölünün
Hasan’ın, Vahap’ın
Veli ile Döndü’nün
Unuttuk mu acısını
Fındığınan, Nergizin,
Az mı yalvardık mevla’ya
Göstermesin diye hergizin..
Eyy! .. Karaca
Hozanların sarı yağız kraliçesi
Tanrıların un-hububat bahçesi
Yalan olmuş şememinle, alim tazın
Benzer Közöğün Çalısı’na alın yazın.
Bir ömür paylaşmadık mı senle ekmeği, aşı,
Ergenlikde dolaşmadık mı Uzuncayın Kaşı
Neden herkes birbirine kumkuma kuşu
Söyle kimler viran eyledi seni? ..
Duman çökmüş Alicen’in başına
Akıl ermez kahpe felek işine
Bakmaz ecel kara gözün kaşına
Almanya bile kuman oldu Karaca
Kimimizin düştüğü yerde kalıyor başı
Bulunca bir çüt musalla taşı
Kimimiz bir yudum huzur sayıyor
Son gayret sana salaca da dönüşü
Gün erden döndü Alicen’i aşdı
Yaş tezden gelip kırkbir’i geçdi
Kimimiz gurbeti, kimi seni seçti
Ölüm çoktan güman oldu Karaca
İbrahim Özcan
23 Mayıs 2006 / 03:36 Mersin
Kayıt Tarihi : 23.5.2006 15:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Turhan Toy
TÜM YORUMLAR (1)