beklentiler astım gönül duvarlarıma.
ayaz, kar, yağmur demeden bulutlar yuttu gözlerimi.
“seneye de giyer” diyerek boyumdan büyük giydirilen elbiselerimle,
bol bol doldurdum hüzünleri…
biz doldurdukça yok demedi,
hiç yaz mevsimi bilmedi kelimelerim.
beklemelerimi yordum pencerelerde.
gözümün elleri neye dokunsa, uzaklarda kaldı kirpikleri.
çocukları izleyen bir ağacın kırgınlığında tanıdım sarıyı,
kahverengilerimin dudakları çatladı kuraklıktan,
bense çölde bedevinin dalgınlığıydım.
balıkların gözyaşından öğrendim denizleri.
dalgalar sahile vurup getirince damlaları,
“durun ey gemiler, çiğnemeyin gözyaşlarını” diyemedim.
ve diyemedim bir nilüfere bataklıkta olduğumu.
azdım kendi içimde,
bir toprak zerresinde kaybolacak kadar.
çok kaldırımlar önceydi beklentilerim.
vefakar değildi beklediklerim;
ve ölümler astım yüzümün kollarına.
görülmeyen bir ağacın gölgesi kadar
yakışmadım bu dünyaya.
yakıştıramadım kendime aldanışları.
aynamda gördüğüm ölümdü;
bekleme durağında titreyen sarı gazeller.
dünya kollarını açmış dallara bir yaz daha vadeder,
ama ağaç bilmez ki,
ölümden vefalısı yoktur.
merhaba, suretlerinde oyalandığım dünya.
merhaba, gölgemin yamaca yakışan tarafı.
merhaba, beklemeyi kesinliğe vardıracak ölüm.
bol gelen elbiselerime kulak verin bir kere.
eğer her gün ölüm değilse,
ilmeği sökülen yaşamak nedir,
söyleyin bir kere.
Kayıt Tarihi : 8.11.2024 22:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!