düşünürmüş ki, görülmeyince yüzüm özlenir günlerce
görüldükçe soğurmuş ateş, kapanırmış tapınaklar, dualar susar
yalnız kalınırmış, bu yüzden mabetler saklanır, güz yollarına yapılırmış
nasılsa gideceksin diye, tutku yaratılırmış,
şimdi ateşi çoğalan bir savaş sürer, yedi iklimin sustuğu yerde, ver cehennemimi al git cennetini denirmiş elbette dokunmak vardı, yazıtların olduğu duvara, sana dair, hayata dair,
ölüme ve yeniden doğuşa dair, bırak git şimdi.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.