Öldün işte Pablo, Şili'de öldün, Eylül'ün yirmiüçüncü
günü, 1973'de, arkadaşın ve yoldaşın Salvador Allende'nin
hükümet konağında, uçaklardan atılan bombalar ve acımasız
silâh taramalarıyla öldürülmesinden oniki gün sonra,
Ruhunda hazır olarak barındırdığın ölümle
karşılaştı işte gövden, ülkendeki ölümle birlikte aldı
götürdü seni,
(ülken taçyaprağı gibi, yeşil dal, kurşunlanmış
çiçek, fakat artık kırıldı bir kez ve yitmek üzere) ,
sana yüreğindeki Şili'yle, acımasızca rastladı seni de
bulan ölüm yüreğinden.
ve bütün o geriye kalan yaşamın akıntıya sürükledi
seni, bütün umutlarını boğdu ve siyah bir boşluk bıraktı
yalnızca,
bütün arkadaşların, bir halktan oluşan dostların
göçtüler hep, sürgünde, hapiste ya da mezarda,
ve sen yapayalnızdın Matilde'n ile birlikte, senin
yürekli hayat yoldaşınla.
Kaldırıldığın sayrılar evinde telaş karşıladı
seni, hekimler ve diğer görevliler silâhla tehdit edilmişlerdi,
yaralılar ve ölüler kaplamıştı dört yanı,
bütün yaşamın boyunca savaştığın düşmanlarına
teslim edilmekten ötürü savunmasız hissettin kendini, onların
iğrenç utkularına karşı ve buz-soğuğu merhametlerine
karşı, tükürükte boğarken onlar memleketi değiştirdiler
yılanlarını,
bir uçak hazır bekliyordu seni Meksika'ya götürmek için,
fakat karşı koydun son kişi de taşınıncaya dek,
göçene kadar, açamadan gözlerini kendi ölümünü görmeye,
böyle istemiştin sen işte,
ve yanında yörende beklerken cellâtlar ölümün kapısı
arasında görmüştün onları yakınında sık sık,
ve göçtün sonsuzca, bütün varlığınla birlikte
uzaklaştın, insanlığın bir kenti yerin dibine
batmışcasına.
('Pablo Neruda’ya Ağıt”tan)
Arthur Lundkvist (İsveç, d. 1906)
Türkçe’ye çeviren: İsmail Aksoy
Kayıt Tarihi : 15.11.2005 20:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!