Odanın kapısı içerden örtük
Perdeler kapalı eşyalar dökük
Biri var yatıyor yastıktan düşük
Nefes alıp vermek zor gelir O,na
Direnip çırpınır sanki zamana
Gözleri morarmış karanlığa eş
Yatan beden değil sanki bir üleş
Bu gece dost değil uyku da kalleş
Ses çıkmıyor boğazı da kurumuş
Vücüdü bitkince sanki yorulmuş
Sağa,sola döne döne,direnmiş
Yorgana sarılmış çarşaf dolanmış
Dil kurumuş boğaz,damağı yanmış
Kuruyan dudaklar nasıl ıslanır
Yalnız adam kime nasıl seslenir
Hali yok ki bir doğrulsa bir kalksa
Çokta uzak değil su olan masa
Şafak yaklaştıkça bir büyük tasa
Ya ölüm alırsa bu anda O,nu
Kim bilir,kim duyar,kimler yur O,nu
Son bir hamle ile boşa çırpınır
Elleri tutmuyor ayak kırpınır
Bir korkuya bir vehime kapılır
Sonu mu yaklaştı sonsuz hayatın
Burda bitecek mi kararan bahtın
Sanki bir ses gelir duyar gibiydi
Karşısında boşluk duvar gibiydi
Birileri bir şey sayar gibiydi
İnledi de durdu baktı manasız
Delindi de duvar gitti apansız
Bu nasıl birşeydi seyreder oldu
Gözleri kapalı ve görüyordu
Eski evi,vatan,sonrası yurdu
Başladılar iyi kötü saymaya
Azrail mi geldi canın almaya
Sürekli seslere sesler eklendi
Bedenine bir ağır yük yüklendi
Bir müddet sessizlik bir an beklendi
Sesi sese ekleyenler çoğaldı
O anda Azrail canını aldı
Birden hafifledi titredi birden
Eser kalmamıştı yorgun bedenden
Sanki doğmuş gibi oldu yeniden
Kalktı ve doğruldu vücütsuz,tensiz
Artık gidiyordu yola bedensiz.
Kayıt Tarihi : 13.12.2009 12:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!