Kızıl saçların ellerime dolanmış
Ağlamışım ama yaşlar akmamış
Dünyaya küsmüşüm
Dünyada bana..
İnce bir sürme çekmişsin gözlerine
Karanlığa dalıp gitmişsin
Ellerin yine sımsıcak
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Ölümü ne vakit kucaklayacağımız bize sorulmaz.Geride bırakacak olduklarımız ya ki ardımızdan gelmeye böylesine istekli kulların varlığı ehemmiyet arz etmez o vakit.....Kızıl saçların ışığı,gölgemiz olur da gölgelerin renginden solar güller,akşam vakitleri...Yârenlık eder,elimize bıraktığı sıcacık izler de yine de ölmez bizdeki varlığının dem'i-yokluğunun kem'i.....
Hem değilmidir ki her yaşanılan,bizlere birer imtihan........
Sıkı sevgili ise kul mevlasına,en değerlisinden başlayacaktır kaybedip,şükürle duasına.........
Buralar dediğin,zaten sana da yâr olmayacaktır bilesin............
İnşallah tüm imtihanları mevlam,alnının akıyla vermeyi nasip etsin.............
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta