İlk tanıştığımız günü hatırlıyorum.
Elime tutuşturdukları seyahatinde,
Yazmış olduğun Piramitlerde,
Kurban edilen kardeşine yazdığın,
O büyüleyici mektubunu.
Hakikati, ölmüş kölelerin kabirlerinden,
Öğreneceğini nasıl da bilmiştin.
Aradan geçen binlerce yıllık,
Zemheri soğuklarının hiç söndüremediği,
O ebedi ölümsüz aşk ateşinin tüttüğünü,
Nasılda görememiştim.
Kaldırılan herbir kabir taşının altında,
Yanan mumları göremeyenler kabirlere,
Mumlarla gelip aydınlatmak istememeleri,
Size de çok tuhaf gelmediyse,
Hayret, hayret ki ne hayret.
Çöl gecelerinin zifiri karanlıklarını,
Ellerindeki minik mumlarla,
Aydınlatmak isteyen yaşayan ölüler,
Ölülere ışık sunma yarışındaydılar.
Kayıt Tarihi : 17.9.2012 22:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!