Ölüler şehri musalla.
Taş duvar bir ev,iki kat üstünde iki göz oda,
Tam karşısında, taşlarla sakızlarla dolu görünen yassı kaya,
Yaşlı bir adam oturur orada, yalnız ve tek başına o odada,
Elinde sarma cigarası, gözleri dalmış bakar durur o karşıya.
Oturmuş pencerenin önündeki, her zamanki yerine,
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.