Sabahın en erken saatinde açıyordu kapısını, kahvehanesinin. Ölülerin resimleri hep aynı duruşla onu karşılıyordu. Ergün onlarla selamlaşıyor, her gün anılarını diriltiyordu. Adı cemildi, namı değer ölüler kıraathanesinin kahvecisi cemil.
Derin bir nefes aldı, uzun bir iç çekti cemil. Daha dün şurda oturuyordu şişko Recep. Bu gün çekip gitmiş o da, bu dünyadan. Onunda resmini asacak bir yer bakındı cemil. Kahvedeki duvarın en son köşesi boştu. Oraya asarım onu diye düşündü. Ne günleri geçmişti receple, ne günleri. Çok da kebabını yemişti. “Hakkını helal et demişti de cemil, recebe. Şişko recep gülümsemişti."
Her resim bir anıydı cemil için, kahveye gelenler görünce resimleri, duvarda kendi resimlerini düşlerlerdi.
Yine erken bir sabah açmıştı kahvesini. Temizlemişti kahvenin her yerini. Çayını demledi cemil, bir bardak çay doldurdu bardağına. Bir yudum içti, neler neler geçirdi cemil içinden kimseye söyleyemedi.
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta