Kim demiş ki dirilmez, şu toprağa girenler?
Ölüler dirilir de, görür ancak görenler!
Bakarkörler göremez, elbette ki, olayı
Zavallılar inkarla, bulduk sanır kolayı
Öyle ise dinleyin, anlatayım ben size!
Aktarayım kitaptan, ne diyorsa din size?
Hep mevtamı kalırlar, sonbaharda ölenler?
Elbette ki kalmazlar, bilir şunu bilenler!
Kış gelirken ölürler, milyonlarca nebatat
Eşlik eder şunlara, bir o kadar hayvanat
Kara toprak altında, aylar boyu yatanlar
Kalk emrini alınca, hayat bulup kalkarlar
Meyyit olan tohumlar, tekrar döner dünyaya
Suphanallah diyerek, şükran sunar o Hayya
Yeşillenir yeniden, kemik misal odunlar
Döner İrem bağına, hissiz duran ölü dar
Tekrar döner hayata, ruhsuz yatan daneler
Yaz sonunda yeniden, mahsul dolar haneler
Sebze meyve türünden, her ne varsa dirilir
Olur bunlar aşikar, ehl-i arzca görülür
Her yıl, türlü habbeyi, diriltirken o İlah;
Hiç sunmaz mı insana, sonsuza dek bir felah?
Böyle ihmal olur mu, ey akiller söyleyin?
Varsa bunun mantığı, halka izah eyleyin!
En mükemmel mahlukken beşer denen şu varlık;
Nasıl layık görülür, o varlığa şu darlık!
Aciz mi ki yaratan, yapamasın bu şeyi?
Hiç gelir mi ona zor, yaratırken her şeyi!
Hemen vücut bulurken, ol deyince olmayan;
Nasıl tekrar dirilmez, müthiş surla bay, bayan?
Yesin içsin uyusun, muaf kalsın hesaptan(!)
Tüm bunları lütfeden, dem vurmasın hiç haktan(!)
Denir ancak komedi, böyle garip fikir’e
Rabbim böyle bir gafı, yaptırmasın fakir’e.
Merve Demircan
02.04.2012-İzmir
Kayıt Tarihi : 2.4.2012 15:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!