Sınıfın en arka sırasında bir çocuk oturuyordu
Yanakları kızarmış,
Pencerenin içeriye almadığı güneşi düşlüyordu.
Yüzü kirliydi, gözlerinden akan iki damla yaşın patikası hariç...
Kararmış bir gökyüzünün barut kokan bu sabahı
Bedeninde alışık olmadığı bir acıyı barındırıyordu
Elleriyle bağdaş kurdu ve çözüverdi yüreğindeki dizginleri
Mizginleri kana bulanmış güvercinlerin ölümünü izliyordu
Derin bir nefes çekti,
Boğazına doldu güneşten kaçan kısrat atların toz taneleri
Öksürdü kusarcasına öksürdü.
Sınıfın tenhasında hemen yankılandı sesi
Öğretmeni, geçen gün on üç kurşunla öldürülmüş arkadaşının sırasını gösterdi
Bakışlarıyla oraya oturmasını istedi.
Öğretmeni gözlerini kaçırıyordu onun umman derinliğindeki gözlerinden
Yanaklarındaki ıslaklığı görmezden geldi.
Dokunmak istemedi acısına, yanmaktan korkuyordu...
Çocuğun ensesinden bir el indi yüzüne doğru
Ekmek kokuyordu,
Afallamış bir bakışla hızla döndü arkasına
Martı kaşlı arkadaşının sırasına oturmuş,
Yarının kurbanından başkası değildi.
Göğsünü derin bir iç çekişle yukarı kaldırdı ve eğdi başını yere
Tane tane düşürdü yaşını
Her bir damlasında cehennem azabı vardı
Baktığı her yerde yaktığı bir anısı oluyordu.
Sonra bir ses yankılandı kulaklarında
" Uyan Alim Uyan Uyanmaz oldun "
Yüreği bir daha sızladı.
Başını kaldırdığında Aybüke Öğretmeni
Başını masaya koymuş öylece hareketsiz yatıyordu
Dışarıda siren seslerine karılmış onun dilinden şarkılar ile cenaze alayı geçiyordu.
Tabutun bir ucunda 13 Kurşunla canı alınmış Uğur,
Bir ucunda elinde ekmeğiyle Berkin duruyordu
Elinde havan topuyla Ceylan belirdi ötelerden
Eren de oradaydı. Ceylan'ın yükünü paylaşıyordu
Ceylan " İyiki Varsın Eren " dedi gülümsediler..
Sonra büyük bir gürültünün sonunda gelen derin sessizlikle
Öğretmeninin tabutuna o da el uzattı..
Kayıt Tarihi : 6.4.2018 01:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!