Ölü şehrin tam ortasındayım
Seninle doludizgin geçen zaman
Sessiz bıçak gibi kazınıyor
Ölü şehrin duvarlarına
Her köşe başında bir darağacı kurulu
Sözüm söz geçirememek yüreğime
Asi olmak bedenime
Oysa son arzum
Son yudumsuyum
Sensin ela gözlüm
Ölü şehrin ortasında bir firar eyim
Elimde bir boya fırçası
Tüm şehri kumrala
Yalnızca saçlarını çağrıştıran
Ve özlemini maviye
Tüm duvarlara tek bildiğim heceyi
Tak kelimeyi tek ismi
Yazıyorum rengarenk
Suç ortağım bir fırça
Cebimde bir mazlum resim
Ölü şehir seni bekliyor sensiz bir rıhtımda
BEN SENİ…
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.