Ölü Şapkası Şiiri - Ertuğrul Arıevi

Ertuğrul Arıevi
15

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Ölü Şapkası

Üstüne titrediğim yeşil soldu, onu ben soldurdum
Elinde plastik güğümle sırtı kambur dolanan ben
Onu ben yordum dalgalarımla, sivri kayalara vurdum
Sonra boğuldum onun durgunluğunda yeniden.

Heyecanla koşuyordum,
Benim koşuşum ardında tozdan askerler diriltir
Onları yağmura yenik düşürürdü
Islanan kum balçık olur, güneşi çağırır, kurur ve yarılırdı sancılarla
Öldürmek üzere O’nu.

Sönük ışıklar gölgesinde çocuk oldum
Yardım ellerimle bedenlerin titremeyen her yerini
Yardım dileyen her dili kopardım
Salgın gibi yayıldım coğrafyasından habersizlerin kanına
Korku oldum daha çocukken bir annenin kucağına.

Surların dibine doğdum, öldüm onların başında yine
Savaştım, kana doydum, doğruldum
Güneşin soluğunu kemirdim azı dişlerimle
Tavşanların uyuduğu serinlik yine ben oldum.

Yaşadığım her an bana sunuldu
Zaman, paçalarımdan sokuldu yürüdü dizlerime
Baştan bilmediğim bir yoldu ama durmadım
Yorulmadım ve sonunda pusula oldum.

Dal kırıldı tutundu bir dala
Su katıldı göğsünden göğün toprağa
Tüyleri boyalı varlıkların boynundan akan isyan
Arındı bıçağın taşa saplanmasıyla.

Tutuşan her habere tıkadım kulaklarımı
Başımı kaldırdım ve göğe çakıldım en derininden yerin
Ölülerin nefesleriyle çekildi tenim
Her içime eğilişimi dışarıdan izledim.

Sel oldum, heyelan oldum belki zelzele
Özümde karışık yere tutundum
Bacaklarım koptu, ellerim çürüdü, yüzüm sürgün
Üzerime devrildi dokuz tahta ben
Kaldım bana vaadedilen yerde yine
Yine kendimle.

Ertuğrul Arıevi
Kayıt Tarihi : 2.4.2019 15:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ertuğrul Arıevi