Hayatı kurtarmışlar sokaktan Behram,
Şimdi Londra’da bir müzede
Emniyetteymiş.
Brithisme-kakışma da olmuyormuş üstelik
Bilet ateş pahası;
Pabuç eski
Navigasyon bilgileri eksik
Gidemedik heyhat.
Çikolata müzeleri bile varmış,
Öyle diyorlar.
Hem camekanlarda çiftleşen heykellere baka baka
Lahit beğenmek ne saadet.
Behram! Gideriz değil mi?
Beyaz mermer gibi soğuruz kendimizden
Sen beni öpünce antik-acımdan
Bizi temaşa urganıyla asarlar belki.
Bakalım önü-müze Behram,
Eğelim başımızı, utanalım hadi ricattan
O geniş bulvarı ensesinden katlayıp,
Sıkıştıralım kuyruğumuz arasına.
Geçerken sadaka taşına ‘beş peni’ bırakalım;
Sağ elin verdiğinden, tüm solcular haber alsın
Kapital’i okuyana kapitalist diyelim bundan böyle
Sokmasınlar bir daha gözü-müze yoksul gölgelerini
İhbar edelim Behram, sebepsiz gülenleri
Madam Tussaud, yüzlerini balmumuyla kaplasın.
Yarın sabah erkenden kalkarız değil mi?
Ruh tufanı olmadan yetişiriz gemiye.
Flaubert’in Papağanı da gelsin
Hayat güzel olmalı ayıklanınca hayalden.
Behram! Gideriz değil mi?
Beyaz mermer gibi soğuruz kendimizden!
Damarlardan yol bulup çatlarız gövdemizden.
Kayıt Tarihi : 25.4.2012 19:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!