Salı’da sallananlara denk gelmiş aşkım
Pazartesi’den mahrumiyet yemiş
Pazarlarım!
Sen hangi günden müebbet yedin?
Ki hala gözlerinin derinliklerindeyim…
Cuma’nın hayrından mı doğup geldin?
Ki sana dokunamamıştı ellerim!
Niye yarım kalmış eksikliğin?
Oysaki yıllarca günler alışmıştı
Ben batıp sen doğmalara!
İçimi ısıtacak kimsecikler kalmadı
Bu kara kışta
Battıkça batıyorum şimdi yokluğunda
Sürgün yedirten müebbetler bırakmışsın ardında
Hadi ben vazgeçtim de
Sen hiç doymamışsın oyunbozanlıklara!
Elime elin deyse kanardım!
Peki ya nerelerde bahanelerime sığındığım
Yalanların!
Sana yazlar biriktirmiştim koynumda
Ama asılı bir ipmişsin boynumda?
Yar! Duy ve duyur sesini gün batımlarına
Bu sefer sen vazgeç gitmelerden
Bir belki çıkar içinden
Gün elbet doğacaktır ufuktan
Mahrumluğuna mahkum etme sensizliği…
Kapatıyorum kelepçe vurduğun suskunlukları
Ağzındaki baklayı çıkarma ıslatmasın içimi
İç acılarımın umduğu medet kadarmış
Güzelliğinin gitmeleri!
Bir ‘belki’ ye muhtaç ettin geceleri
Bir ‘keşke’ ye değiştirmişsin tenini
Şimdi gün doğmadan mühürlüyorum
Gözlerimi!
Mutluluk; tenha sokakların ardına sığınmış
Gizli bir velet gibi…
Hangi aşk dayanabilmiş ki kendi rıhtımına
Sen benden okyanusları istiyorsun!
Yaşlarımı şafağın sürüklettiği kızıllıklara gömüyorum
Bir merhabalık elvedalarına heves ediyorum
Sen yine de yak içimi buram buram!
Ben payıma düşeni alırım
O layık gördüğün sevdadan…
Tek hecelik bir aşkın kurbanıyım
Oysaki sen yasaklanmış tüm kelimelerin adıydın!
Ben, beni alıp giderim bu kentten
Sen, sen vazgeçebilir misin kendinden?
Beş parasız kaldığın, üç kuruşluk sevginden
Hadi ben es geçerim de gururumdan
Bir zahmet çeker misin ellerini ellerimden?
Suskunluğuma susuzluk
Yokluğuna hep bir bardak acı demledim
Hiç es geçmedim sensizliği
Seni dinledim körleşmiş kalbinde
Seni yazdım çoğu kez her yere
‘Gitme’ lerine alıştırmıştım kalbimi…
Daha dün gibi hatırlıyorum
Yoksun!
Yoktun!
Yarından habersizdim
İpini çekiyorum zifiri serseriliklerin
Küfre meylediyorum bu aralar
Seni içimden sakınmıyorum bile
Olduğu gibi seyrine dalıyorum
Olmazlara yormuyorum şizofrenliğimi…
Geceler!
Çelme taktığınız sabahlarım adına davacıyım
Aşka susadım, acıya doymadım
Bir çelme de siz takın anasını satayım!
Oysa iz sürdüğüm buz tutmuş bir ayrılığın
Son çırpınışlarındaydım!
Eyvallah!
Her andıma kahır biçtiğin İstanbul
Sana yatırıyorum son restimden arta kalan
Aşk liralarımı!
Kaybedecek bir şeyim kaldı mı?
Söyle bari içinde yer tutmasın ‘benliklerim’
Hop Kaptan!
Müsait bir yerde ‘ihanet’ var
Yoklamasını al içimdeki küllenen külli yalanlarının
Artık herkes yerini alsın
Mümkünse hiç kimse ayakta kalmasın
Hop Kaptan!
Üstü kalsın ser bela sevdasının…
Dinle bak gözlerimin aranjörlüğünü
Bak kalbimin en derinliklerine
Bestekar ellerimin izlerine!
Senin bıraktıklarındır bu suskunluklarım
Seni yine de içindeki beni duy!
İçindeki seni sustur!
Ben anlarım gözlerinden…
Söz geçiremez oldum sözlerime
Adabından edepsizliğe yol alıyorum iyice
Şimdi içindeki seni duyuyorum önsözümden
İçimdeki seni yazıyorum en derinimden
Sen merak etme, ben anlarım
Ölü bir aşkın Türkçe sözlüğünden…
Kayıt Tarihi : 29.6.2011 17:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!